Kişisel itibar

Gayrimenkul sektörü tüm alt kolları ile birlikte çok ciddi paranın döndüğü bir sektör. Özellikle müteahhit firmalar başta olmak üzere ardından gelen taşeronlar ve gayrimenkul firmaları bu iş birliği ağında birbirine çok bağlı bir yapıya sahip. Ancak bakıyoruz ki bu iş birliğinin kurulmasında sıkıntı yaşanıyor. Taraflar kendi sektörünü el üstünde tuttuğundan olsa gerek çoğunlukla ortak hareket etmek mümkün olmuyor, hadi ortak hareket etmek gibi bir mecburiyet olmadığını kabul edelim ancak bununla birlikte şahıslar ve firmalar açısından en azından kişisel itibarın korunması önemli diye düşünüyorum. İtibar kavramı saygı görme, değerli bulunma, güvenilir olma gibi gereklilikleri içinde barındıran bir kavram. Burada kritik nokta kişinin kendini itibarlı olarak nitelendirmesinden öte başkaları tarafından itibarlı olarak nitelendirmesidir ki belki de gözden kaçırdığımız nokta da tam olarak budur. Ve hatta şunu diyebilirim ki itibar kişinin kendisine yakıştırdığı anlamlar ve iş yaptıklarınca el üstünde tutulması değil bilakis hiç iş yapmadıklarından gördüğü saygıdır. Yani maddi bir çıkarın olmadığı bir durumda bir kişinin sizi itibarlı olarak tanımlıyor olabilmesi önemlidir.

Peki bu itibar nasıl kurgulanıyor? Farkında olarak veya farkında olmadan iş yaptığımız ortamlarda bir etki bırakıyoruz. Bu etkinin kazanılan para miktarına bağlı olduğu düşünülse de aslında hiç alakası olmayan bir durumdur. Eğitimlerimde para bizi bozar derim ancak burada demek istediğim daha çok paranın içimizdeki asıl bizi açığa çıkardığı gerçeğidir. Yani özünde kişiliği oturmamış, kendini geliştirmemiş biri açısından kazanılan para bir güç unsuruna dönüşüp başkalarını ezmekte kullanılırken; kendini geliştirmiş ve hayat görüşünü başkalarına fayda sağlamak olarak kabullenmiş biri açısından paranın farklı bir algısal değeri vardır. İlkinde amaç olan para, ikinci örnekte bir araçtır. İlkinde itibar kaybına sebep olan para, ikinci örnekte itibar kazandıran bir yapıya bürünür. Burada demek istediğim kazanılan paranın har vurup harman savurularak iyilik adı altında vicdanımızı rahatlatmak için harcanması değildir elbette. Bununla birlikte birçok noktada paranın doğru bir şekilde kullanılarak hem kişinin kendisine hem de çevresinde iş yaptıklarına ve hatta yapmadıklarına fayda sağlayabiliyor olmasıdır.

Para bir güç unsuru olarak algılandığında ne oluyor? En basitinden bu bizlerin görüşmelerinde takındığı tavra yansıyor ki işte para ile nasıl itibar kaybedilebilir konusuna çok güzel bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Koskoca müteahhit o paranın gücüyle öyle tavırlar takınabiliyor ki sanıyorsunuz karşınızda kelli felli, başarılı ve yaptığını bilen müteahhit yok da bildiğiniz ergen, atarlı bir genç var. Hazmedilmemiş kazanç ve oturmamış kişilik bir araya geldiğinde ortaya itibar değil sadece itibar kaybı çıkıyor. Ve bu denli her şeyin çok çabuk duyulduğu günümüz ortamlarında bu tarz yaklaşımlar ışık hızıyla yayılabiliyor. Özellikle belli bir statüye ulaşmış kişilerin çok daha dikkatli olması gerekirken paranın etkisiyle içlerindeki asıl kişiliğin iki cümle ile dışarıya çıkması bu duruma şahit olan biri açısından bence çok dikkatle ele alınması gereken bir durumdur. Çünkü bugün şahit olunan bu tavır o kişi ile iş yapılıp yapılmaması konusunda bence oldukça belirleyicidir. Her şeye rağmen ticaret dahi yapılsa o itibar kaybının bir daha geri gelmeyeceği aşikardır ve günü gelip güç elden gittiğinde veya rüzgar tersine döndüğünde itibarınız ölçüsünde destek göreceğiniz de düşünüldüğünde işin boyutu çok daha farklılaşmaktadır.

İtibar; bankadaki paramız, altımızdaki araba, yaşadığımız ev ile alakası olmayan bir durumdur. Bunlar için itibar gördüğünü düşünen kişi aslında sahip olduğu paraya ortak olmaya çalışanlarca alkışlandığını fark ettiğinde belki de çok geç olacaktır çünkü asıl itibar kişiliğinize gösterilen saygıdır ve o saygının sizin olmadığınız ortamlarda gösterilmesi esastır. Yoksa size maddi anlamda mahkum olan birinin sizi alkışlaması çok da önemli bir durum değildir hayatta. Mühim olan duruşunuz, konuşmanız, hayata bakış açınız ve tavırlarınızla başkalarında yarattığınız izlenimdir; bunun da paranızın miktarıyla bir ilgisi yoktur. Kişisel itibarımızın sahip olduğumuz maddi güçten daha fazla değer görmesi dileğiyle…