İlkbaharı bitirip yaz aylarına girmemizle beraber beklediğimiz hareket sektörde 19 Mart olaylarından sonra ciddi anlamda hız kesti. Normal şartlarda faiz indirimlerinin devamını beklediğimiz bir süreçte ortaya çıkan durum itibari ile sıcak paranın tekrar mevduat faizine dönmesi maalesef piyasanın daralmasına sebep oldu. Önümüzdeki dönemde enflasyonun düşmesi halinde gelebilecek faiz indirimleri ile birlikte paranın tekrardan piyasaya çıkma ihtimali yok değil ancak öyle bir ülkede yaşıyoruz ki orta ve uzun vade plan yapabilmenin hayal olduğu bir durumla karşı karşıyayız. Hatta ve hatta kısa vade bile plan yapabilmek bazı zamanlarda imkansız olabiliyor.
Daha önceki yazılarımdan birinde belirttiğim üzere faiz oranının %40’ın altına doğru seyretmesi ile birlikte şahsi kanaatim gayrimenkul piyasasında ciddi bir hareketliliğin yaşanacağı yönünde. Bununla birlikte eğer yeni bir kriz yaşamazsak muhtemel Eylül-Ekim ayları gibi %40’lara inme ihtimalimiz mevcut. Mevcut ancak bizim beklentilerimiz bir yana suni krizler ile karşı karşıya kaldığımız durumlar tüm piyasayı etkilediği gibi gayrimenkul piyasasını da ister istemez etkiliyor. Her ne kadar piyasa kontrol altında tutulmaya çalışılsa da bunun çok zor bir uğraş olduğu ve hatta ciddi kayıpları göze alarak yapılan hamlelerin orta ve uzun vadede tüm piyasa oyuncularını etkilediği aşikar.
Haziran itibari ile alıcıların tekrardan mevduata dönmesi sebebiyle muhtemel Mayıs verilerinde satış adetlerinin azaldığını görmemiz kuvvetle muhtemel. Buna ek olarak alıcıların birikimlerinin mevduatta artmaya devam edeceğini de öngörürsek yaz ayı sonu itibari ile birikimleri yaklaşık %10-15 aralığında bir artış gösterecektir.
Gayrimenkul fiyatları ise muhtemel bu oranda bir artış görmeyecektir zira talebin olmadığı yerde fiyatların artması oldukça suni bir durum olarak kalacaktır. Tabi bu söylediğim duygusal yaklaşılarak belirlenen fiyatların bir şey ifade etmediği düşünülerek söylenmektedir. Yani 5 milyonluk bir mülkün değerini mülk sahibinin 3 ay sonra 8 milyona çıkarması çok da önemli bir şey değildir. Her zaman söylediğim piyasa fiyatının alıcı ile satıcının buluştuğu nokta olduğu gerçeğini bir kenara not edersek; alıcıların kendilerince ederinin altında beklentilere girmesinin veya satıcıların ederinin üstünde bir fiyat belirlemesinin piyasanın gidişatına bir etkisi yoktur. Hele hele “emlakçılar fiyatı yükseltiyor” saçmalığını ortaya salan şarlatanların vesveseleri de gerçeklikten uzak ve oldukça popülist bir yaklaşımdır.
Yaz ayları ile birlikte okulların tatile girmesinin de etkisiyle ilginin gayrimenkulden başka alanlara kaymasının gayrimenkul sektöründe satışların azalmasına sebep olduğu bilinen bir gerçektir. Haliyle beklentim Haziranın 2. yarısı ile birlikte başlayacak süreç muhtemel Ağustos başına kadar devam edip faiz oranlarının da olası düşmesi ile birlikte Ağustos’un ikinci yarısından itibaren bir hareketliliğin olması yönündedir. Buna ek olarak kiralamaların da yine bu dönemlerde artış gösterecek olması gayrimenkul ofisleri ve danışmanları açısından durgun geçen 2 aylık sürecin telafi edilmesi için bir fırsat niteliğinde olacaktır. Tabi gayrimenkul danışmanları açısından aslında pek değişen bir şey de olmayacaktır çünkü zaten sektördeki danışmanların %80-%85’inin para kazanmadığı ve zar zor günü kurtardığı düşünülürse sistemli ve disiplinli çalışanlar açısından fırsat niteliği taşırken diğerleri için durum koyu gri bir gökyüzü altında güneş hayali kurup bir mutlu olmanın ötesinde bir gerçeklik barındırmayacaktır.