Üste biat alta eziyet
Bu köşede ara ara sektörel durum değerlendirmeleri ara ara sektördeki enteresan durumlardan bahsediyorum ki geçen ayların birinde sektörümüzdeki gösteriş meraklılarından bahsetmiştim. Bu ay da bir diğer enteresan gruptan bahsetmek istiyorum; üste biat edip kendince alttakileri ezmeye çalışan kesimden.
Sosyal medya hayatımıza girip yoğunluğunu arttırdıkça sektörümüzdeki komiklikler de gözümüze gözümüze sokulmaya başlandı. Birini görmeyelim desek diğeri geliyor, onu görmesek başkası karşımıza çıkıyor. Komik veya aslında acı olan durum ise tüm bu davranışların ardındaki psikolojik travmalar, oturmamış kişilikler, kendi özbenliğini bulamamışlıklar, özünde hissedilen değersizlikler ve en nihayetinde başkasında olduğu düşünülen değerlerin bizimmiş gibi gösterilmek suretiyle değer görme ihtiyacının dışa vurumu.
Mesela ara sıra değil bayağı bayağı sıkça gördüğüm sosyal medya paylaşımlarının başlıklarına bakıyorum; meslektaşlarımız yazıyor “……….. müdürümle / müteahhit abimle / milletvekilimizle sektörümüzün sorunlarına dair hasbihal ettik” ve altında bir hasbihal fotoğrafı. 20 küsur yıldır sektördeyim hiç şöyle bir hasbihal edemediğime mi yanayım yoksa böyle bir hasbihal ihtiyacı içerisinde olmadığıma mı sevineyim bilemiyorum amma velakin şunu biliyorum böyle bir başlık bana bu paylaşımı yapanla ilgili 3 şeyi çok net gösteriyor;
Birincisi bu paylaşımı yapan kişinin güç ve para için makam sahibi olanlara biat edebileceği ve hırsları için kural kanun tanımayacağı; ikincisi biat ettiklerinin makamından ve gücünden kendine saygı ve güç devşirmeye çalıştığı ama aslında arka planda bunların eksik olduğu; son olarak ise aynı biat anlayışını kendinden zayıf gördüklerinden bekleyeceği ve bu noktada dikkat edilmesi gerektiğidir; yani karşımızda yaşının adamı veya kadını değil henüz daha kişiliği oturmamış ve ne yapacağı kestirilemez bir ergen olduğudur. Boşverin gayrimenkul sektörünü aynı mantık hemen hemen tüm suç örgütü mensuplarında veya son yıllarda karşımıza çıkan arsız, uğursuz ne kadar figür varsa hepsinin bir süre sonra kimler kimlerle çekilmiş fotoğraflarının ortaya çıkmasıyla da çok net görülebilmektedir. Neticede konu insan ve mekan az gelişmiş toplumlarsa iç dünyasında bireyselleşmeyi ve birey olmayı başaramayan herkesin düşeceği çukurda bu formülün hep aynı şekilde çalıştığıdır.
Sektörde veya ticari ilişkilerde benim öğrendiğim; saygı gördüğümüz ve saygı göstereceğimiz kişilerle profesyonel bir ilişki kurmanın gerekliliği ve ilişkinin mütekabiliyet esasına dayandığıdır. Para kazanacağımız kişiye el açmanın, peşinde pervane olmanın, şakşakçılığını yapmanın kişiye saygı kazandırmak bir yana özsaygısını kaybettireceği gerçeğini görebilmenin önemli olduğudur.
Carl Gustav Jung hakkında Özlem Küskü’nün yayına hazırladığı kitabın ismidir “Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan Uyanır” ve bu söz bence çok değerli bir tespittir. Bu tespit dışarıdan baktığımız birçok figürün aslında içine baktığımızda ne denli kırılgan ve ne denli ilgiye ihtiyaç duyan bir ruh hali ile kendi hayal alemleri içerisinde yaşadığını gösterir bize ki buna bizzat kendimiz de dahilizdir.
O halde olur da vakit bulur veya vakit yaratırsanız bu ay şu kitaba bir göz atmanız ve Carl Gustav Jung’un dünyasına hafiften ayak basmanız dileğiyle…
“Dışa Bakan Rüya Görür, İçe Bakan Uyanır” – Özlem Küskü
