banner94

banner77

banner69

banner88

23.10.2023, 11:08 13

Hayatı geri dönüştürmek…

18. Yüzyılın sonlarında ortaya çıkan Sanayi Devrimi, yüzlerce yıldır süren insanlığın gelişimini endüstrileşmeye evirdi. Bu gelişme ile birlikte insanların barınma, ulaşım, beslenme, eğitim gibi ana ihtiyaçlarını karşılama şekilleri de değişti. Hava, kara, deniz ulaşımındaki gelişmeler uzakları yakın ederken, endüstrileşme ile birlikte gelen her alanda fabrikasyon üretim, dünyanın çehresini, gidişatını kısa sürede değiştirdi.

Gittikçe büyüyen şehirler, şehirlerde toplanan ve artan nüfus ihtiyaçları, beklentileri değiştirdi. 21. Yüzyılı, insanlığın gelişiminde farklı bir noktada konumlandıran teknoloji hamleleri ise yaşamın her alanında değişimi hızlandırdı. Her alandaki gelişim ve refahla birlikte insan nüfusu arttı, binalar, şehirler büyüdü, dünya artık sınırları yavaş yavaş ortadan kalkan tek bir ülke haline geldi. Tüm bu hızlı değişim ile birlikte üretim yanı sıra tüketim git gide arttı.

Beslenmeden, enerjiye kadar bir çok kaynağın doğadan elde edilmesi ve doğal kaynakların sınırlı olması beraberinde bir sorunsalı ve farklı çözüm yollarını getirdi. Doğal kaynakların sınırlı olması ve gittikçe artan tüketim, her alanda geri dönüşümü zorunlu hale getirdi. Artık bir çok ürün geri dönüşümlü malzemeden üretiliyor ve ayrıştırılarak bu maddeler tekrar kullanıma sunuluyor.

Elektronikte, giyimde, otomotivde, ambalaj sanayinde, matbu ürünlerde kullanılan bu yöntem yapı sektöründe de ivme kazanmaya başladı. Yapı sektöründe hizmet veren firmaların bu alandaki duyarlılıkları ile kullanılan tüm ürünlerin geri dönüştürülebilirlik oranı da gittikçe artmaya başladı. Binaların yapı taşını oluşturan ürünlerdeki geri dönüşümlü malzeme oranının artması ile birlikte bir yandan da kullanım ömrünü tamamlamış, çeşitli nedenlerle yıkılan binalardaki beton dahil tüm malzemeler artık yeniden geri dönüştürülerek farklı alanlarda tekrar kullanılmaya, ekonomiye kazandırılıyor.

Geri dönüşüm, tüm dünyada ortak bilinçle trendi giderek yükselen bir hareket haline gelmeye başladı. Dünyaya, yaşadığımız doğal çevreye sahip çıkma bilincinin yanı sıra bu alan büyük bir ekonomiye dönüştü. Evet… Dünyamız gittikçe yaşlanıyor ve dünya nüfusunun artışına karşıt olarak kaynakları tükeniyor. İhtiyaçlar artarken, bu ihtiyaçların karşılanması için insanoğlu aklını ve teknolojiyi kullanarak sürekli yeni yöntemler arıyor.

Hepimizin bildiği gibi doğa kendi kendini yenileyebilen büyük bir organizma ancak dünya üzerindeki en yaratıcı canlı olan insan, kendi dünyasını şekillendirirken doğaya zarar veriyor ve dengeyi bozuyor. Bu dengeyi tekrar kurabilmenin, doğaya ve atmosfere verdiğimiz zararı absorbe etmenin en etkili yolu hiç kuşkusuz bulduğumuz her toprağı ağaçlandırmak, hayati olmayan tüketimi mümkün olan en alt seviyelere düşürmek ve tüketmek zorunda olduklarımızı da bir şekilde yeniden üretime dönüştürme çabalarımızı sürdürmektir.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
13°
kapalı
banner61
banner62
banner89