banner94

banner77

banner69

banner88

Mimar Seçil Bulcan Ürküt: “Hayata tutunmak için sevdiğiniz işi yapmalısınız”

İçindeki dinamizmi, coşkuyu yaptığı işe yansıtan, işini çok seven bir mimar Seçil Bulcan Ürküt. Çocukluktan gelen resim yeteneğini, matematik bilgisiyle harmanlayarak mimarlık eğitimi alan Seçil Bulcan Ürküt, her projede kendine yeni şeyler kattığını belirterek, araştırarak, öğrenerek, gezerek kendini beslediğini söylüyor.

RÖPORTAJ 25.04.2022, 23:54 27.04.2022, 11:54
Mimar Seçil Bulcan Ürküt: “Hayata tutunmak için sevdiğiniz işi yapmalısınız”
banner66

Röportaj: Nagihan Görken 

Mimar Bulcan Ürküt, bu yönüyle işini hobiye dönüştürdüğünü, mesleki mutluluğunu her şeyin önüne koyduğunu, bundan da keyif aldığını ifade ediyor.

“Hayata tutunmak için sevdiğiniz işi yapmalısınız” diyen Seçil Bulcan Ürküt, Türkiye gibi ekonominin ve siyasetin inşaat sektörünü etkilediği bir ülkede yapılan projelerin de bundan etkilendiğine işaret ederek, değişen koşullara ayak uydurmanın ve üstesinden gelmenin ancak cebinizdeki B Planı’yla mümkün olduğunu dile getiriyor.

Kardeşi inşaat mühendisi Rıza Bulcan ile kurdukları Plan B Mimarlık’ın mottosunu da bu fikir üzerine kuruyorlar.

Mimar Seçil Bulcan Ürküt ile mimarlık, kadının sektördeki yeri ve Plan B Mimarlık üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Bulgaristan göçmeni eğitimci bir ailenin ilk ferdiyim. İlkokul hayatımda resim yapmayı çok seviyordum, bu ortaokul ve lisede de devam etti. O süreçte birçok ödül aldım. Babam matematik öğretmeniydi. Bu nedenle matematik tarafım da kuvvetliydi. Çok ilginçtir insanlar ülkemizde tesadüfen meslek sahibi olurlar, benim için hakikaten öyle olmadı. Bizim dönemimizde üniversite sınavında 18 tane tercih yapabiliyordunuz. Benim 18’i de mimarlıktı. Hayatımı buna endekslemiştim. Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni bitirdim.

İstanbul’da 1 yıllık iş tecrübesinden sonra Bursa’ya döndüm. Büro açmak çocukluğumdan gelen bir hayaldi. 2 kardeşiz biz. Kardeşim endüstri meslek lisesinde elektrik-elektronik bölümünde okuyordu. Onun da hayali elektrik-elektronik mühendisi olmaktı. Fakat benim hayallerim biraz baskın geldi. Ona üniversite tercihlerini yaparken, ‘Benim için inşaat mühendisliği yazar mısın’ diye rica ettim. Hayat benden yana ilerledi ve o son tercihi olan inşaat mühendisliğini kazandı. O da okulunu bitirdi. Bursa’ya döndük ve Plan B Mimarlık olarak iş hayatına başladık.

Kaç yılında kurdunuz?

1998 yılında ben ilk önce serbest mimar olarak açtım ofisimi. Sonra kardeşimin okulu bitirip gelmesiyle beraber Plan B Mimarlık şirketini kurduk. Yaklaşık 25 yıldır da bu sektörde, Bursa’da, hem yurt içinde hem yurt dışında çok farklı projelere imzalar atmaktayız.

Kardeşinizle birlikte kurdunuz şirketi, aile şirketisiniz. Kardeşinizle çalışmanın avantaj ve dezavantajları nedir?

Kardeşimin inşaat mühendisi olması çok büyük bir avantaj onu söylemeliyim. Birbirimizi bu anlamda çok güzel destekliyoruz ve tamamlıyoruz. Onun tecrübeleri ve bizi yönlendirmesiyle gerçekten uygulanabilir ve yapılabilir binalar tasarlıyoruz. Dezavantaj olarak yaşadığım bir şey yok onu söyleyebilirim. Burada denge çok önemli.

Kamu binalarından ticari alanlara, konutlardan restoranlara kadar çok geniş bir yelpazede imzanız var Plan B Mimarlık olarak. Peki, sizin en çok çizmeyi sevdiğiniz yapı hangisi?

Meslek yıllarımızın başlangıcında konut ağırlıklı başladık. Ben üniversitede özellikle otel, ticari binalar gibi projeleri çok severek ve isteyerek yapmıştım. Hayalim de buydu. Bu türde projelere imza atmaktı. Biliyorsunuz Bursa sanayi şehri. Bir dönem özellikle tekstil firma sahipleri turizme çok fazla yatırım yaptılar. O süreçte de benim diyalogda olduğum müşterilerim bana o şansı tanıdılar. Ben böylece otel projeleri yapmaya başladım. Branşlaşmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Bizim mesleğimizin yelpazesi çok geniş. Hangi konuya eğilirseniz o konuda kendinizi daha fazla besliyorsunuz. Bu nedenle ben otel işlerinde ve ofis projelerinde çok keyifle ilerlediğimi düşünüyorum. Onun dışında sanayi binaları da Plan B olarak yoğunlukta yaptığımız iş kalemlerinden biri.

Gerek kuruluş aşamasında gerekse sonraki dönemlerde zorlandığınız dönemler olmuştur mutlaka. Sizi en çok neler zorladı? Hiç pes etmeyi düşündünüz mü? Zorlukları nasıl aştınız, nasıl ayağa kalktınız?

Mesleğin ilk yıllarında zorlanmıştım. Bir firmada çalışıyor olmanız belki biraz daha kolay. Çünkü sizden daha deneyimli bir mimardan bilgi alabilirsiniz, sizi yönlendirebilir ya da firma sahibi sizi yönlendirebilir. Fakat kendi başınıza özel sektördeyseniz ve kendi başınıza işleri yapıyorsanız her şeyi sizin göğüslemeniz gerekiyor. Dolayısıyla daha fazla araştırmacı olmanız gerekiyor. Mesleğimin ilk yıllarında binaları uygularken yaşadığımız bir takım sıkıntılar tabii ki oldu. Kardeşimin inşaat mühendisi olması benim için çok büyük bir avantaj oldu.

Hayalinizde gerçekleştirmek istediğiniz bir mimari proje var mı?

Çok farklı konularda projeler üretmek istiyorum. Çünkü farklı sektörlerde tasarım sürecine girdiğinizde farklı deneyimler yaşıyor ve öğreniyorsunuz. Örneğin tekstil üretim tesislerinin dinamikleri, ihtiyaçları ile şarap üretim tesislerinin dinamikleri, ihtiyaçları, teknikleri çok farklı. Mimari açıdan da tüm bunlar sizin öğrenmenizi gerektiriyor. Dolasıyla her yeni proje beni başka açıdan besliyor.

Plan B Mimarlık’ın en öne çıkan özelliği nedir? Neden tercih ediliyorsunuz?

Mimarlık fakültesinden mezun olmama rağmen mesleki mimarlık hayatıma iç mimarlık projeleri çizerek başladım. Mimarlık binanın bütününü ele alır, iç mimarlık ise binanın içindeki detaylarla ilgilenir. Dolayısıyla ben meslek hayatıma detay projeleri ile başladım. Bize gelen müşterilerimiz bizden hem mimari hem de iç mimari proje hizmeti alabilir. Genelde mimari bürolar ve iç mimari bürolar ayrı çalışır. Bizim farklılığımızda buradan geliyor. Onun dışında 25 yılık tecrübeyi de önemsediğimi söylemek isterim.

Türkiye’de ekonomi ve siyaset her zaman bizim sektörleri etkilemiştir. Yatırımcının etkilendiği her durum bizim projelerimize yansıyor. Plan B’nın B’si her zaman bir B planımızın olduğunu gösteriyor. Dünyadaki mimarlardan çok daha zor şartlar altında çalışmamıza rağmen çok da iyi işler çıkarabiliyoruz. Tasarladığımız projeler her zaman gerçekleşemeyebilir. Bütçe ve ekonomik denge de bu süreci etkiliyor. Bu yüzden her zaman müşterilerimize B planımız olduğunu hatırlatıyoruz.

Firma olarak Bursa ve yurt dışında da projeleriniz var. Nerelerde imzanız var ve buralarda daha çok hangi yapılarla ön plana çıkıyorsunuz?

Bursa Çekirge’de Marigold Thermal & Spa Hotel, Anatolia Hotel, İnegöl’de Mobilium AVM Hotel, Marrion Hotel, Uludağ BOF Hotel, Kervansaray Grubunun Bodrum ve Marmaris Otelleri, Bursa’daki tarihi hamamlar ve restorasyon ve inovasyonu, yurt dışında Karadağ (Montenegro) Ramada Otel, Bursa Çekirge Ramada Otel projelerimiz arasında yer almaktadır. Bursa’da VİP Yapı Lotus Hotel ise devam eden otel projelerimizdendir.

Ofis binalarında ise DOSAB’da İpekiş Tekstil, Maysan Mando otomotiv sektöründeki projelerimizdendir. OSB’de Rollmech Otomotiv uzun süredir çalıştığımız bir grup; Mustafakemalpaşa’da MKP Süt Ürünleri Gıda Fabrikası Rollmech firması için tasarladığımız projelerden. Aynı zamanda yine Rollmech firması bünyesinde olan Çanakkale Eceabat’ta Asmadan Şarap Fabrikası ve Butik Oteli ise haziran ayında açıldı.

İnşaat sektörü erkek egemen bir alan. Kadın olarak inşaat sektöründe en çok zorlandığınız alanlar neler oldu? Bu zorlukları nasıl aştınız?

İnşaat sektörü kadınların çok az olduğu bir sektör. Üniversite mezuniyeti anlamında baktığınız zaman Türkiye için yüzde 50’sinin kız öğrencilerin olduğu alan mimarlık. Mezuniyetten sonra hakikaten iş hayatında görebileceğiniz kadınlar çok az. İnşaat sektöründe çalışma saatlerinin uzunluğu, çalışma koşullarının zorluğu, kız öğrencileri uzaklaştırıyor bizim meslekten. Ben bir zorluk yaşadım mı? Aslında yaşamadım. Bu kavramı kafanızda kadın ya da erkek olarak ayırmadığınızda aslında çok zorlanmıyorsunuz. Kendimizi şöyle korumaya aldığımızı düşünüyorum kendi mesleğim açısından; erkek gibi davranmak kurgusuna girdiğinizde daha bir sert oluşunuz, daha bir ciddi duruşunuz, ona göre kıyafetinize her şeye dikkat ettiğiniz zaman etrafınızdaki erkek çalışanlar bir tık sizden çekiniyorlar. Bunu yaptığımız için de başarılı olmuş olabiliriz. Tasarım odaklı firmalarda kadın mimarları daha fazla görebilirsiniz.

Kadın bakış açısı, sektöre ve yapılan binalara nasıl yansıyor?

Kadınların erkeklere nazaran hem tasarım hem inşaat sürecinde daha detaycı olduğunu düşünüyorum. Özellikle konut projesi tasarlarken düşündüğünüzde evi kullanan kadın. Kullanıcı olarak tasarım yaptığınız için daha detaycı olabiliyoruz. Dolayısıyla yaptığımız tasarımlarda, uygulama projelerinizde çok daha doğru, çok daha sonuç odaklı işler çıktığını düşünüyorum.

Ülkemiz mimari açıdan hangi noktada? Sizi mimari açıdan rahatsız eden nedir?

Türkiye’de inşaat sektörü lokomotif bir sektör olduğu halde, çok da mimarımız varken maalesef doğru düzgün binalar göremiyoruz. Bunda yerel yönetimlerin doğru politikalar izlememesi, yönetmeliklerin getirdiği zorunluluklar var. Bunları aşmak lazım. Ayrıca müteahhitlerin, yatırımcıların odaklandıkları tek bir şey var; ben bu kumaştan ne kadar elbise dikebilirim. Herkes para odaklı yaklaşıyor. Mimarlar da bundan etkileniyor ve boyun eğmek zorunda kalıyor. Siz de buna boyun eğince tasarım odaklı proje çıkarmıyorsunuz.

Bursa’nın mimariye yaklaşımı değişir mi?

Mimari tasarım bir süreç, bu süreç içinde mimar, mühendis, makine mühendisi, elektrik mühendisi, şehir bölge plancısı, peyzaj mimarı tüm disiplinlerle beraber çalışır. Kolektif bir çalışmada tüm disiplinlerin uyum içinde çalışması başarı getirir. Ayrıca belediyeler, meslek örgütleri ile birlikte hareket ederse daha kaliteli işler görebiliriz.

İnşaat sektörüne girecek girişimci kadınlara tavsiyeleriniz ne olur?

Bizim işimizi yapmak isteyen herkes için tecrübe çok önemli. Mesleğimizde malzeme bilgisi, eğitimi çok iyi olmadığı için bizler mesleğin bu yanını iş hayatında öğreniyoruz. İşini iyi yapan firmalarda en az 5 yıl geçirmeden büro açmalarını tavsiye etmiyorum.

2022 yılına dair beklentileriniz nelerdir?

Hem pandemi hem savaş hem de ekonomik durum, şu an benim meslek yaşamımdaki en kötü yıllar. Buna rağmen ben ülkemize, Bursa’ya çok güveniyorum. Tüm sıkıntılara rağmen insanlar yatırımlarına devam etmeye çalışıyor. Bu beni mutlu ediyor. 2022 yılında büyük sanayi yatırımlarının projelendirilmesini yapıyoruz. Savaşın bitmesi, ekonomik krizin bitmesi ile Bursa durmayacak, Bursalı yatırımcı durmayacak. Bunu en yakından gözlemleyen biriyim. O yüzden de çok umutluyum. Çok daha güzel projelere imza atacağımızı düşünüyorum.

Biraz da sosyal yaşamınızdan bahsedelim. İş hayatının dışında sosyal alanda hangi çalışmaların içindesiniz? BALKANTÜRKSİAD Başkan Yardımcısısınız. STK’ları hayatın içinde nereye konumlandırıyorsunuz? Kadınların bu yapılar içinde yer alması konusunda neler söylersiniz?

STK’ları çok önemsiyorum. Benim faydalı olabileceğim bana da katkı sağlayacak STK’lara girmeye çalıştım. BUİKAD’ın ‘En Yenilikçi İş Kadını Ödülü’nü alarak BUİKAD ile tanıştım. 2014 yılında BALKANTÜRKSİAD yönetimine girdim. BUSADER’de yapabileceğim işlere imza atmaya çalışıyorum. Mimarlar Odası’na, BTSO Kadın Girişimciler Kurulu’na, BUMİAD’a üyeyim.

STK’larda konularına göre hem siz onlara bir şeyler öğretebiliyorsunuz hem onlardan bir şeyler öğreniyorsunuz. Şehirlerin, toplumların STK’lar sayesinde gelişeceğine inanıyorum. Çünkü bizler buralarda gönüllü olarak çalışıyoruz. Bu gönüllü projeleri de şehrimiz, toplumumuz için yapıyoruz. Batılı toplumlar da gelişmelerini buna borçlular. Gençlere STK’ların önemini anlatmalıyız. Yol göstererek onların da buralara girmelerini sağlamalıyız. Onlar da buralarda çalışarak toplum, insanlık ve meslekleri için birçok şey yapabilirler.

Hobileriniz var mı? Biraz onlardan bahsedebilir misiniz?

Bu kadar yoğun bir tempo içerisinde klasik bir hobi söylemem çok zor. Her konuda ilgi ve merakınızın olması gereken bir meslek sahibiyim ben. Bir restoran, otel, hastane, fabrika tüm bunların sizin hayatınızın içinde olması gerekiyor. Her konuyla ilgili araştırma yapmak, öğrenmek zorundasınız. Bunları öğrenirken hep seyahat etmeniz, okumanız, araştırmanız gerekiyor. Dolayısıyla ben mesleğimi aslında hobi olarak yapan biriyim. Beni bu anlamda inanılmaz derecede besleyen, mutlu eden bir işim var. Her ne olursa olsun hayata tutunmak için, hayatta mutlu olabilmek için sevdiğiniz işi yapmanız gerekiyor. Ben mesleğimdeki mutluluğu her şeyin önüne koydum.

besleyen, mutlu eden bir işim var. Ben mesleğimdeki mutluluğu her şeyin önüne koydum”

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
22°
kapalı
banner61
banner62
banner89