Kentsel dönüşümde 50+1
Günümüzde riskli yapıların dönüşümü, 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu kapsamında üçte iki çoğunluğun bir fazlası ile gerçekleştirilebilirken, ilgili kanunda yapılacak olan değişiklik ile yarının bir fazlası ile yapmak mümkün olacak.
Kentsel Dönüşüm yapılacak olan parsellerde yapılan bu değişiklik ile daha süratli bir şekilde dönüşüm olacağını söyleyebiliriz. Tabi beraberinde bir yığın tartışmaları getireceğini de bilmeliyiz. Kentsel Dönüşüm çalışmalarında her zaman söylediğimiz gibi öncelikli olarak Gönüllü Dönüşüm'ü düşünmeliyiz. Zoraki olan dönüşüm çalışmaları bir çok problemleri ortaya çıkartıyor. Vatandaşın rızası ile olan dönüşüm her zaman uzun vadede bizlere referans sağlıyor. Riskli binaların dönüşümünde 6306 sayılı kanunda yapılacak olan bu değişiklik ile yüzde elli ile yüzde altmış seviyelerde uzlaşma sağlanıp ilerleme kaydedilmeyen parsellerde dönüşüm heyecanı başlayacak.
Ülkemizde yaşanan Kahramanmaraş merkezli yıkıcı ve ağır depremler sonucunda oluşan Kentsel Dönüşüm havası, kanunda yapılan elli artı bir düzenlemesi, kredi destekleri, hibe destekleri, kira yardımlarında yapılan düzenlemeler, başta İstanbul merkezli başlayan yerinde dönüşüme maliyetin yüzde ellisine destek kampanyası, harç muafiyetleri, kiracılara taşınma yardımı gibi destekler ile devam edeceğini düşünüyoruz. Bu konuda tam manası ile hızlanmamız için bir kaç hususta net kararlar alınması gerekiyor. İstanbul ilinde uygulanan yerinde dönüşümde maliyetin yüzde ellisine destek kampanyasının tüm Türkiye'de yerinde veya yeni yerleşim yerinde olacak şekilde hemen uygulamaya geçmesi gerekiyor. Bunun yanında ada bazlı dönüşüm faaliyetlerinde 0.50 emsâl artışı tüm kullanım şekillerinde (konut, ticaret, turizm, sosyal tesis vs.) yeşil alan yani sosyal donatı alanı istemeksizin yapılabilmeli. Bir de bunlara yeni yerlerin imara açılmasına belirli süre de olsa engel olunması eklenirse, Riskli yapıların hızla dönüşmesinin önüne kimse geçemez.
6306 sayılı Riskli binaların dönüşümü hakkındaki kanun maddesinde yapılacak olan elli artı bir düzenlemesi ile birlikte, maliyetin yüzde ellisine destek, emsal artışı, yeni imar alanlarının oluşumunun yavaşlatılması özellikle Büyükşehir'lerde çok farklı bir dönüşüm havasının esmesini sağlayacaktır. Bunların hepsi bir arada yapılmadığı sürece Kentsel Dönüşümün arzu edilen seviyeye ulaşmasını beklememeliyiz. Riskli yapılarda yaşamını sürdüren vatandaşlarımızın devletin bu imkânlarına karşılık biraz olsun elini taşın altına koyarak Kentsel Dönüşüm'e omuz atmasını temenni ediyoruz.
