banner94

banner77

banner69

banner88

Yaptırımlar ve yasal zorunluluklar genişletilmeli

Konut ve Yapı Gazetesi’nin “Sektörel Buluşma” organizasyonu, Mimarlar Odası Bursa Şubesi ev sahipliğinde gerçekleşti. Toplantıda, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıldönümünde Bursa’da depreme yönelik yapılan ve yapılması gereken çalışmalar masaya yatırıldı.

GÜNDEM 15.08.2023, 13:31 15.08.2023, 10:45
Yaptırımlar ve yasal  zorunluluklar genişletilmeli
banner66

“Sektörel Buluşma”ya görüşleriyle katkıda bulunan akademik odalar ve sektörel derneklerin başkanları, zihinsel dönüşüme dikkat çekerek, depreme karşı mücadelede artık yaptırımların ve yasal zorunlulukların artırılması çağrısında bulundular.

Röportaj: Dilek Atlı

İMO Bursa Şube Bşk. Ülkü Küçükkayalar

“Halkın bilinçlenmesine yönelik çalışıyoruz”

Deprem farkındalığı ve deprem zararlılığını azaltmak için çalışmalar yapılıyor. Depremle ilgili yönetim sistemi (afetleri nasıl yöneteceğiz), halkın bilinçlendirilmesi, altyapının hazırlanması, yapı stoku envanteri çıkarılması ve çevre-ekosistemin yönetimi gibi başlıklar üzerinde duracak olursak biz en çok halkın bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalar yaptık.

Plansız ve kontrolsüz büyüyen kentler, gelişmiş kentler değildir. Bursa da böyle bir kent. Yapacak işimiz çok. Yasaların ve mevzuatın bize verdiği sorumlulukların altından da kalkmalıyız. Afet dirençli kentler oluşturmak için yola çıktık. Bunun altını doldurmalıyız. Yapı stokumuzu iyi biliyor olmalıyız. Büyükşehir Belediyesi ve Nilüfer Belediyesi ile yaptığımız ortak çalışmalarda yapı stoku incelemesi için sahada çalışacak meslektaşlarımıza eğitim verdik, sınavda başarılı olanları görevlendirdik. Nilüfer’deki ticari alanlarla (kolon kesme konusu gibi) ilgili kontroller yapıldı. Yapıları tehlikeye atan çok sayıda müdahale var. Bunları da tespit ettik.

İMSİAD Bşk. Şeref Demir

“Sloganımız, Zihinsel Dönüşüm”

Nüfusumuzun yüzde 75’i birinci ya da ikinci kuşak deprem bölgesinde yaşıyor. Sanayi yapılarımızın bir kısmı da bu bölgelerde. 6,7 milyon riskli yapımız var. Bunun 1,5 milyona yakını acilen dönüştürülmeli. Yeterli ivme kazanmış değiliz maalesef. Yıldırım ilçesinde kentsel dönüşüm ile ilgili adımlar atılırken Bursa’nın diğer bölgelerinde bu konu durma noktasında. Yalnızca Akpınar’daki 1050 Konutlar’da bir girişim söz konusu. Müteahhitler olarak elimizin taşın altına koymaya hazırız. Ancak slogan haline getirdiğimiz bir düşüncemiz var, o da kentsel dönüşümden önce vatandaşlarımızda zihinsel dönüşüm de gerekli. Vatandaşların da belediyeler ve inşaat firmalarıyla ortak özveride bulunmalılar.

Can güvenliği, mal güvenliğinden öncedir. Umutsuzluğa düşmeden kentsel dönüşümler için kamu erkinin devreye girmesi gerekiyor. Uygulamalarda vatandaşın can güvenliğini, vatandaşa rağmen sağlamamız gerekiyor. Yerel yönetimler bu konuda yaptırıcı olmalıdır. Suyu, elektriği, gazı kesmek gibi. Mevzuatın gereğini, yasanın verdiği yetkiyi kullanmaları gerekiyor. Kentsel dönüşümde rant peşinde koşan şahıslara da fırsat vermemek için devletimizin adil olması gerekiyor.

Mimarlar Odası Bursa Şube Bşk. Şirin Rodoplu Şimşek

“Yaptırım ve yasal zorunluluklar çoğalmalı”

Tüm paydaşlar ile birlikte 6 Şubat Depremlerinden bugüne durmadan rapor, eğitim, çalıştay, toplantı gibi faaliyetler ile hep gündemde tutmaya çalıştık. Çözüm öneriler ürettik. Bunu depremden önce de yapıyorduk ancak depremler ile birlikte daha da ivme kazandı çalışmalarımız. Belediyeler ile şehir kimliğini ve doğru planlamayı da ıskalamadan çözümler öneriyoruz. Bakanlık ziyaretlerimiz de var. Mesleğin icrasından denetleme mekanizmasına kadar radikal değişikliklere ihtiyacımız var. Zihniyet dönüşümüne ihtiyacımız var ama elimizi de çabuk tutmalıyız. Bu nedenle yaptırımları ve yasal zorunlulukları çoğaltmalıyız. Eğitim ayağında YÖK’ün ciddi girişimleri de olmalıdır.

Vatandaşın güvenliği, vatandaşlarımızın insiyatifine verilmemeli, pazarlık konularına alet etmeden daha yüksek bir devlet erkinin devreye girmesi gerekiyor. Mimarlar Odası olarak, protokol paydaşıyız. Dirençli kentler için sahada fiilen işin içindeyiz. Kent suçları diye nitelendirildiğimiz yanlış uygulamalarda adli makamlara müracaatlarımız da oldu. Sıvılaşma riski olan alanlar, yapılanmaya açılmak isteniyor. Bunun önüne geçmek için açılan davalarımız var. Hormonlu yapıların yapımına karşı ciddi karşı duruşlar sergiliyoruz. Tüm bu çalışmalar, eyleme dönüşsün diye akademik odalar ve STK’lar olarak mücadele ediyoruz.

Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Bşk. Murat İlkme

“Bütüncül yaklaşıma yönelmeliyiz”

Kırsalı terk ederek insanları kente göç etmek zorunda bıraktık. Avrupalı uzmanlar gelecek yıllarda nüfusun yüzde 40’nın şehirlerde yaşayacağını dile getiriyor. Oyda Türkiye’de bu oran yüzde 93. Bu da plansız yerleşme ve çarpık yapılaşmayı doğurarak afetlerin felakete dönüşmesine neden oluyor. Bu nedenle konuya bütüncül yaklaşmalıyız. Kentleşme politikamızı yeniden gözden geçirmeliyiz. Afetler Tehlike Haritasını ülke olarak belirlemeliyiz. Gerekli analizleri yapmalıyız. Afetler Risk Haritalarını hazırlamalıyız. Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi’ni bir an önce hazırlamalıyız. Rezerv alanları da üretmeliyiz.

Kentsel Dönüşüm Paneli düzenledik. Bundan faydalı sonuçlar çıktığını düşünüyorum. Eğitimlerimiz oldu ve biz de protokol paydaşları olarak üzerimize düşenleri yapmaktayız. Verilere sağlıklı ulaşmak için de gerekli adımların atılması için girişimlerde bulunuyoruz. Belediyeler ile dirsek temasındayız.

Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası Bursa Şube Bşk. Başar Bulut

“Arsa sıkışması konut fiyatlarını etkiliyor”

Bursa’nın sıkıntılı bir hale gelmesinin nedeni, yerel yönetimlerin şehrin nüfus hızının gerisinde kalmasıdır diye düşünüyorum. Zamanında uygulanamayan planların sonucunda 4 milyonluk bir şehir var. Kentsel dönüşüm gündemimizde. Yerinde dönüşümünde zemin konusuna eğilmek gerekiyor. Millet Mahallesi, 23 Nisan Mahallesi, Demirtaş Mahallesi’nde yapı dönüşümüne de gitsek zeminde sıkıntı faktörü var. Müthiş bir arsa sıkışması var. Bu da konut pahalılığına da neden oluyor.

Doğal afet denince aklımıza deprem gelse de sel ve toprak kayması gibi felaketlerle de sınanan bir ülkeyiz. Bursa’nın değişen iklim koşulları nedeniyle tüm afetler ile ilgili risk haritasının belirlenmesi ve bu doğrultuda planlamalara gidilmesi il ve ilçeler bazında büyük önem oluşturuyor diye düşünüyorum.

BTSO İnşaat Konseyi Bşk. Ali Tuğcu

“Şartları doğru okumalıyız”

1999 Marmara Depremi, bu afetin nelere mal olacağıyla yüzleştiğimiz bir felaketti. Türkiye’nin ekonomi faaliyetlerinin yoğun olduğu bir bölgede gerçekleşti. Yapı sektöründe yasalar ve yaptırımlarla bir bilinç oluştu ancak 6 Şubat Depremleriyle birlikte atılan adımların testini maalesef yaşadık. Anlıyoruz ki 1999 yılı öncesi inşa edilen yapı stokunu dönüştüremediğimiz sürece böyle büyük felaketlerle karşılaşacağız.

Belediyeler kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirse de istenilen sonuçlar elde edilemedi. Vatandaşlarda yanlış bir algı var, o da hiçbir fedakârlık yapmadan katkıda bulunmadan kentsel dönüşümün gerçekleşeceğiydi. Zihinsel dönüşümle bunu da kastediyoruz. Her yerin şartlarını doğru okumalı, kalıp kanunlarla değil, yerine uygun tasarlanan kanunlarla kentsel dönüşümü gerçekleştirmek gerekiyor.

BTSO İnşaat Konseyi olarak Bursa’nın depreme dirençli hale getirilmesi için 13 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hızlı yapılaşma, kontrolsüz göç ve sanayileşme konuları gibi sürecin planlamasının doğru analiz edilmesi gerekiyor. Çalışmalarımızı kısa, orta ve uzun vadede yapılandırmalıyız. Zemin analizi daha da önem taşıyor. Bu riskli yapı stoku kadar önemli ve tespitleri çok hayati öneme sahip.

Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Bursa Şube Bşk. Esra İnhanlı

“Şantiye şefleri sahada olmalı”

Yaşanılan felaketi yerinde inceleyerek kendimize dersler çıkardık. Denetimli binaların binde 2’si yıkılsa da kanunlar değişerek denetimlerin sıkılaştırılması için, kendi içimizde çalışmalar içine girdi. Taşıyıcı yapılara ilişkin denetimlerle ilgili eğitimlerle başladık. Nelere dikkat etmeliyiz konusunda eğitimler verdik. Şantiye şeflerinin kontrolünde yapılmış olan imalatların teslimini alıp kontrol mekanizmasının çalıştırılması gerekliliğine vurgu yapmak istiyorum. Sahada şantiye şefi olmadığında imalatları teslim almayacağımızı, betonu döktürmeyeceğimizi belediyelere bildirdik.

Bölgedeki yıkımların çoğunun zemin kaynaklı olduğunu gözlemledikten sonra 4708 Sayılı Kanun’da boşluklara dikkati çekmek istiyoruz. Bununla ilgili Zemin Denetim Kuruluşları adı altında bir düşüncenin olduğu ilgili bakanlıkta görüşülüyor. Bunu destekliyoruz. Yetkin mühendisler tarafından yapı denetimin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Denetçi olabilme şartlarının yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Bşk. Fulya Akfidan

“Dirençli kentlerden söz edemiyoruz”

Bir kentteki tarım arazisinin üstüne bina yapılırsa, ihanete varan onaylar verilirse, insanlar çılgınca konut sahibi olmaya çalışırsa, konutlarını fahiş fiyatlara satmaya çalışırsa biz de burada dirençli kentlerden söz edemiyoruz maalesef. Zihinsel dönüşüm, kentsel dönüşümden önce olmalı diyoruz. Toplumsal dönüşümden önce de ahlaksal dönüşüm olmalıdır. Bugün doğa fakiri yerleşim yerlerine vatandaşları muhtaç ediyoruz.

Avrupa Çevre Ajansı’nın öngördüğü iklim değişikliğine dayanıklı esnek kentlere sahip değiliz. Kentsel ve kırsal dengenin olmaması halinde yaşanılabilir kentlerden söz etmek mümkün değil. Bursa da böyle bir büyükşehir. Bunların yapılabilmesi için de toprak ve bitki yapısına göre peyzaj mimarlarının planlama yapmasına imkân verilmesi gerekiyor ki iklim değişikliğinin beraberinde getirdiklerine karşı hazırlıklı olalım. Kamusal yeşil alanların denetimi önemlidir. Kamusal alana faydalı peyzaj tasarımlarına ihtiyaç var.

Jeofizik Mühendisleri Odası Bursa Şube Bşk. Yrd. Mehmet Samast

“Zemin araştırmalarında dünyanın gerisindeyiz”

Zeminin öneminin yeterince anlaşıldığını düşünmüyorum. Zihinsel dönüşüm sözümüze ek olarak, halkın talebinin öneme değinmek istiyorum. Halkın talebi, ailede oluşturulan eğitimle, zihniyet dönüşümüyle, deprem odaklı bir düşünce yapısına ulaşarak siyasilerden ve firmaların davranışlarını yönlendirecektir. Kanunlardaki dönüşümlerin hızlı olması gerekiyor. Türkiye’de olmayan ve uygulanmayan, dünyada birçok zemin araştırma metotları var. Yönetmeliklerin bu nedenle değiştirilmesi gerekiyor. Dünyada olan yöntem, uygulama, teknoloji ve yönetmenlik açısından gerisindeyiz.

Yerel yöneticilerin zemin risklerine daha çok eğilmesi gerekiyor. Sonuç odaklı olmak yeterli olacaktır. Sanayi ve konut yapılarının yoğun olduğu bölgeler, sorunlu bölgeler. Zeminde denetim, yapı denetim kadar önemli bu bakımdan. Zemin Denetim Kurumları’nın hayata geçirilmesi gerekiyor. 1855’ten beri Bursa deprem testinden henüz geçmedi. Kimlerin işini doğru yapıp yapmadığının hesabı henüz verilmedi. Şu andan itibaren bu testi geçebilmek için halen şansımız varken üzerimize düşeni yapmalıyız.

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Bşk. Engin Er

“Bütüncül planlara ihtiyacımız var”

Yapılması gerekenler halen çok fazla. Yönetmelik değiştirilmesi şart. Kavram kargaşası var. Bütüncül bir plan olmalı. Belediyeler birbirinden bağımsız çalışmalar yapmamalı. Uygulama karışıklığına neden olan bu tarz değiştirilmelidir. Zemin özellikleri tespiti, kentsel dönüşüm projelerinden önce yapılmalıdır. Sonradan düzeltme söz konusu olamaz. Bursa’nın problemi maalesef çok. 6 Şubat Depremleri bize, uygulamalarda değişikliğin zorunlu olduğunu gösterdi. Bu yaşadığımız son deprem değil ne yazık ki, icraatın bütüncül planlamalara ihtiyacı var.

Bursa’da zemin ile ilgili yapılan çalışmalar var elbette ama Bursa’nın halen 1/100.000’lik uygulanan bir planı yok. 6 Şubat Depremlerinde zeminin önemini gördük. Belediyeler, jeoloji mühendisleriyle birlikte hareket etmeliler. Bursa, doğal afetler başlığı ile – yalnızca deprem değil – masaya yatırılmalı. Mutlaka bütüncül bir planlama içinde denetlemelerin incelikle yapılması gerekiyor. Hızla uygulamaya geçirilmelidir.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
açık
banner61
banner62
banner89