banner94

banner77

banner69

banner88

Kentsel dönüşüm serüveninde neredeyiz?

SİAD ve kurum yöneticileri süreci konuştu

KENTSEL DÖNÜŞÜM 28.02.2013, 15:54 28.02.2013, 15:54
Kentsel dönüşüm serüveninde neredeyiz?
banner66
Tam bir yıl önce Konut ve Yapı Gazetesi’nin organizasyonuyla bir araya gelerek kentsel dönüşümün yol haritasını çizen uzmanlar, bu süreçte gelinen noktayı tartıştı, eksikleri ve yapılması gerekenleri masaya yatırdı.



Konut ve Yapı Gazetesi’nin 13’üncüsünü düzenlediği sektörel buluşmada bir araya gelen SİAD ve kamu yöneticileri, Bursa’nın bir yıllık kentsel dönüşüm serüvenini BUSİAD İnşaat Uzmanlık Grubu Koordinatörü Mürsel Öztürk’ün moderatörlüğünü yaptığı toplantıda konuştu. Kültürpark’taki BUSİAD Evi’nde gerçekleştirilen toplantıda görüşlerini aktaran uzman isimler, Büyükşehir Belediyesi, Yıldırım, Osmangazi, Nilüfer ve ilçe belediyelerinin öncülüğünü yaptığı kentsel dönüşüm çalışmalarında gelinen aşamalarla ilgili değerlendirmede bulundular. Doğanbey örneğinin Bursa için ibret alınması gereken bir konu olduğuna dikkat çeken sektör temsilcileri, kentsel dönüşüm çalışmaları aşamasında yapılan yanlışları tartışarak ortaya çıkan sorunlara yönelik çözüm önerileri sundular.



Müteahhitler bu ağırlığı kaldıramayabilir



Naci Demir (İnşaat16 Grubu Derneği)



Kentsel dönüşüm sürecini Bursa’da pek aydınlık görmüyorum. Özellikle kentsel dönüşüm konusu için faaliyette bulunduğum Vatan, Ulus, Çınarönü, Arabayatağı ve Yavuzselim gibi mahallelerden bahsediliyor. Bu mahallelerde 90 metrekarelik 3’er 4’er katlık binalar mevcut. Hiç boş alan yok. Hiçbir kamusal alan yok ve yollar çok dar. Dönüşüm, bu bölgede müteahhitlerin sorumluluğuna verilmek isteniyor. Ama bunun müteahhitler tarafından yapılmasının kolay olmadığını düşünüyorum. Örneğin; orada bir yer alacağım. Mülk sahiplerine de yer vereceğim. Bana kalan yeri de satıp kâr etmem gerekiyor. Ama şunu düşünün; o bölgenin tamamı çarpık yapılaşmış. Orada ben 5 tane blok yaptım. Etrafta o kadar çarpık yapılaşma varken benim orada kâr etmeme imkân yok. O yüzden müteahhitlerin bu aşamada dönüşüme kolay kolay yanaşacağını tahmin etmiyorum. Projenin biraz daha somut olarak ortaya çıkması gerekiyor diye düşünüyorum.



ASKON olarak rapor hazırlıyoruz



Selahattin Kartal (ASKON)

ASKON olarak kentsel dönüşümle ilgili bir çalışma başlattık. Bunu da rapor haline dönüştürmeye çalışıyoruz ama belediyelerin ortaya koyduğu projelerin gerçekçi boyutlarını mutlaka görmemiz lazım. Belediyelerin bu konuda bizim gibi sivil toplum örgütleriyle yeterince istişarede bulunup destek aldığı görüşünü taşımıyorum. Yani burada bir eksiklik söz konusu diyebilirim. Doğanbey örneği karşımızda duruyor. Vatandaşlar halen orada birçok sorunla boğuşmak zorunda kalıyor ve Yıldırım’da 50 bin konuttan bahsediliyor. TOKİ, devletten Başbakanlık’tan beslenen ve her anlamda arsasını bedavaya getiren bir kurum olmasına rağmen 10 senede Türkiye’de yaptığı konut sayısı 500 bin. Yıldırım’da 50 bin konut denildiği vakit bu sayıyı TOKİ bir yılda tamamlamış. TOKİ’nin bile bunu bir yılda bitirebilmiş olması göz önüne alındığında Yıldırım Belediyesi’nin bu projeyi hayata geçirmesi ne kadar mümkün. Osmangazi’de farklı bir çalışma var. Onlar biraz daha hayalcilikten kaçınarak işi sıkı tutmaya gayret ediyorlar. Ancak onun içinde de boşluklar var. İlçelerin çalışmaları ise büyükşehirden ayrı yapılacağı için çok başarılı olacağını sanmıyorum.



Dönüşümün Bursa’ya yakışması lazım



Can Can (BURTİMDER BAŞKAN YARDIMCISI)



Öncelikle faaliyet gösterdiğim kendi sektörümle ilgili değerlendirmede bulunmak istiyorum. Her geçen gün teknoloji gelişiyor. Bununla birlikte ürünlerin farklılıkları da ortaya çıkıyor. Örneğin; enerji giderlerimizin yoğun olmasından mantolama gibi gayet güzel şeyler yapılıyor. Bu kadar güzel şeyin yanında muhakkak eksiklikler de olacaktır. Ama bunun giderilmesi adına üretici firmaların her geçen gün Ar-Ge’ye ağırlık verdiğini görüyoruz. Bu firmalar hem kazançlı hem de ileriye dönük, uzun vadeli, 2. veya 3. nesillere aktarılabilecek bir güç sahibi olabiliyor. İspanya’da bir fuara katıldım. Katılım sayısı azdı, ekonomik kriz her geçen gün biraz daha orayı esir alıyor. İspanya ve Türkiye arasındaki işbirliği ile orada fabrika satın alan birçok firma oluşmaya başladı. Teknoloji olarak onlardan bir eksiğimiz yok. En büyük eksikliğimiz Ar-Ge ve tasarımdaki sıkıntılarımız. Ar-Ge ve tasarımı güçlendirirsek, kalifiye eleman yetiştirebilirsek daha güçlü bir Türkiye haline gelebiliriz. Kentsel dönüşüm bizler için iştah kabartıcı ama bunu yaparken Doğanbey’deki gibi kötü bir görüntüyü yeniden ortaya çıkartmamak lazım. Bu dönüşümün Bursa’ya yakışır bir proje olması lazım. Eskiden yapılan hataların yeniden yapılmamasını yerel yönetimlerden temenni ediyorum.



Projelendirme aşaması çok önemli



KEMAL ERMİŞ (BUGİAD)



Dönüşümle ilgili asıl sıkıntının projelendirme safhasında yaşanacağını düşünüyoruz. Özellikle Yıldırım’da çok çarpık yapılaşma var. İnsanlarla her geçen gün bir şeyler kazanmak için yaptığı yapının üzerine bir şeyler koyarak daha fazla kazanım elde etmeye çalışmış. Bu insanlarla masaya oturulduğu zaman büyük sıkıntılar çıkacak. Belki yapılan projeler uygulanamayacak. Belki uygulanırken çok büyük çatışmalar çıkacak. Projelendirme çok önemli. İnsanlarla oturup konuşmak çok önemli… Ruhsatlanmış yapılar ile ruhsatlanmamış yapıların ayrımını iyi yapmak zorundayız. Bazı insanları cezalandırmış oluyoruz; ruhsatlı ve ruhsatsız yapılara aynı muameleyi yaparak. Bu tip şeylerden kaçınmalıyız.  STK’larla mutlaka görüşülmeli, görüş birliğine varılmalı. Bir çözümle bu yola çıkılmalı. Son 1 yılda Bursa ile ilgili pek bir şey yapılmadı. Bir Akpınar açıklandı. Zaten burası düzenli bir yer. Neden kentsel dönüşüm yapılıyor dendi; ancak zayıf yapıların orada olması için, insan sağlığını korumak için bu dönüşüm yapılacak. Orası için bir iştah kabarıyor;  ama Doğanbey gibi bir yer olmamalı. Sadece akademik odaların değil yaşayan herkesin bunun için uğraşması gerekiyor. Bir proje yaparken sosyal alanları da unutmamak lazım… Avrupa artık insanları ferahlatan projelere geçmeye başladı. Yıkacağımızın yapıların yerine yine aynılarını yapmamalıyız. Yeni nesil yapılar düşünmeliyiz. Belki kendi enerjisini üreten yapılar yapmamız gerekiyor. Bunların hepsi maliyet olacaktır ama 10 sene sonra tekrar yıkmak için yapmamalıyız.



En iyisini benimsemek zorundayız



MÜRSEL ÖZTÜRK (BUSİAD İNŞAAT UZMANLIK GRUBU KOORDİNATÖRÜ)

Doğanbey olayı bir gerçeği yüzümüze soğuk su gibi vurdu. Bursa sevdalısıyım. Ben aslen Karadenizliyim. Oralara daha yeşil derler ama Bursa daha korunması gereken bir şehir. Zenginlikleri çok fazla… Doğanbey buraya bir soru işareti koydu; ama bize bir örnek teşkil etti. Yetkililer bunun notunu almıştır. Bundan sonra bu hata yapılamayacak. Hiçbir şey siyah ve beyaz değildir. Griler de var. Stadyum bu bakımdan tartışılabilir. Yola çıkmışsanız artık onu en iyi benimsenir hale getirilmelidir.



Ada bazında planları bölmek gerekiyor



MUSTAFA ALTIN (BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MECLİS ÜYESİ)



Yapılan projelerin özünde yanlışlık var. Binalarda estetik yok. En büyük sıkıntı demir perde ülkelerindeki yapılar gibi olması olmasından kaynaklanıyor. Doğanbey’i hayalimde hep farklı bir şekilde canlandırmıştım. Oradaki nüfusu şehir dışına taşımak gibi, mesela Yunuseli’ye taşımak gibi bir hayalim vardı. O bölgeyi hanlar bölgesi ile birlikte bütün olarak içine alıp cafelerin olduğu, insanların vakit geçirebileceği bir yer olarak ele alınıp hanlar bölgesi ile bir bütün olarak ele alınması gibi bir hayalim vardı. Şehrin merkezini rahatlatan bir proje olabilirdi. Büyük bir fırsat kaçırılmış. Geçmiş dönemde de oranın planları yüksek yapılardı. Oraya sorunlarla ilgili müteahhit girmedi. Sonra da şehir merkezi olduğu için kentsel dönüşüm olarak Doğanbey ortaya çıktı. Çözüme yönelik ise ada bazında planı bölmemiz lazım. Müteahhidin gireceği anlamda planlama yapmak lazım. O zaman o adada vereceğin ticaret sayısı ile konutlar uyumlu olmalı. Her adaya bir talipli bularak en kısa sürede çözmek lazım. İnsanlar 15- 20 sene beklemez.  Akpınar ise rant olarak düşünülüyor. Ama bir yerde de rant olması lazım. Çürük yapıdan kurtulmamızın özü, canları korumanın yolu bu dönüşüm. Rant olan yerler de olmayan yerler de dönüşmeli.



Bir araya gelerek başarılı olabiliriz



NEDRET BAYRAMOĞLU (BTSO İNŞAAT KOMİTESİ ÜYESİ)



Doğanbey bizi duvara çarptı. Biz paylaşmayı bilmiyoruz. Kent yöneticileri bütün SİAD’lar, STK’lar ve vatandaşla bir araya gelerek bu sorunları çözmesi gerekir. Biz bu konuda çok uğraştık. Sayın Valimize platform başkanlığı teklif ettik. Lütfen siz başkan olun bu konuları tartışalım dedik; ama bir noktaya kadar geldik yine de başaramadık. Biz bunu becerirsek Bursa’da çok şeyi aşarız. Ulaşım, dönüşüm her şeyi aşarız. Bir araya gelmeyi bilmiyoruz. Bunu başarmak zorundayız.  Önümüze tarihi bir fırsat çıktı. Bursa’yı, Türkiye’yi baştan yapabiliriz. Burada siyaset yok artık. Bu başarı hepimizin başarısı ya da başarısızlığı olacak.



Kentsel dönüşüm yasası velinimetimiz



EKREM ALGÜL (MÜSİAD İNŞAAT SEKTÖR KURULU BAŞKANI)



Bursa nüfus açısından 85-90 yılları arası yüzde 33 artmış. 1990-2000 arası yüzde 28 artmış. 1 senede nüfusun hızla arttığı bir şehirden bahsediyoruz. Bu nüfus artışı karşımıza bu Bursa’yı çıkarttı. Bursa yüzölçümü olarak Türkiye’nin yüzde 1 buçuğu ama nüfusun yüzde 4’ünü barındırıyor. Dolayısıyla çok katlı bir yapılaşma bizim kaderimiz olmuş durumda. Planlamadaki yetersizlikler bize çarpık ve kaçak yapılaşmayı getirmiş. Bursa’daki binalar Adapazarı ve Yalova’daki binalardan daha iyi değil. O deprem senaryoları Bursa’da uygulansa en az o kadar bina yıkılacak, o kadar can kaybımız olacak. Dolayısıyla kentsel dönüşüm yasasına o açıdan velinimet olarak bakıyoruz. Dört elle sarılmalıyız. El birliği ile çözmek zorundayız; ancak meselenin farklı bir boyutu da var. Bursa’nın geleceğini planlarken şehrin geleceğini nasıl planlarız onu da düşünmemiz lazım. Tarım, sanayi merkezi Bursa ile ilgili senaryoları alt alta koyarak iyi bir planlama yapmalıyız.



İnsanların yaşam tarzları değişmeli



ADİL GÖKÇADIR (İMSİAD BAŞKANI)



1 sene içinde nereden nereye geldik. Yaptığımız ilk toplantıda nasıl bir kentsel dönüşüm olmalı gibi birçok konuyu tartıştık. Buraya doğru gidişin doğru adımlarla olmadığını gördük. Kentsel dönüşüme en uygun yer olarak Yıldırım’ı görüyorum. Burada gelişmeler doğru boyutta ama uygulama ne kadar doğru olabilir bilmiyorum. Kentsel dönüşümü çoğumuzun yanlış anladığını düşünüyoruz. Binaları değiştirmek mi, depremde ölecek insanların hayatlarını kurtarmak mı, yoksa kenti baştan aşağı değiştirmek mi önce buna bir karar vermemiz gerekiyor. Çünkü birçok müteahhit arkadaşımızın, belediyedeki arkadaşlarımın bakış açıları farklı… 2 tane bina yıkınca biz dönüşüme başladık demeleri tüylerimi diken diken ediyor. Bina değiştirmekle değil, insanların yaşam tarzlarını değiştirmekten başlıyor dönüşüm. İnsanların canını kurtarmak için yaptığımız bir iş Bursa’daki. Geçen 12 senede deprem konusunda hiçbir şey yapmadık.  Başbakan doğru bir çıkış yaptı. Çok büyük bir şans doğdu. Dönüşüm yasası. Tarihi dokuları korumak, arındırmak bu yasa ile mümkün hale gelecek. TOKİ’nin ya da müteşebbislerin yapması çok da önemli değil. Önemli olan doğru planlama ile ortak akılla hareket etmek. 1 sene içinde yapılan her şey çok da az şeyler değil. Yıldırım hızlı davrandı. Çok iyi bir planlama yaptı. Buna uygun olarak doğru imar planı ve vatandaş kısmı da doğru yaklaşımla o düzgün çözümlenirse, nüfus transferi düşünülürse Bursa’da çok güzel şeyler yapılabilir.



Vatandaşa ilave getirisi olmaması problem



ATİLLA DEMİRTAŞ (BUMİAD)



Yol gösterici olan bir kanun var. Bu kanunda toplu olarak yerel yönetimlerin hareket kabiliyetinin önü açılıyor ama vatandaş için bir engel var. İmar olarak vatandaşa ilave bir getirisi yok. Sıkıntıların en büyüğü buradan geliyor. Kira yardımları gibi olanaklar var ama ilave getirileri olmadığı sürece realize olmasını zor olarak görüyorum. Bursa’ya baktığımızda dönüşümün rantın olduğu yerden başlama zorunluluğu var. Şehrin batısında 1050 Konutlar bölgesi gibi yerlerden başlama söz konusu. Doğanbey’de TOKİ’nin kentlerin dokusuyla ilgili bina yapma konusunda sıkıntısı var. Bursa’ya uyumlu olmayan bir yapılaşma var. Orada o dönemde imar transferinin olmaması bir handikap. Yasada da bunun olmaması handikap. İmar transferi konusu önemli. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın imar yapma yetkisinin olması, planlara uyulmadan bu yetkilerin bakanlıkta olması, yetki sınırlandırılması olması gerektiğini düşünüyorum. Bu aslında bir şekilde kültürel dönüşümde getiriyor. Dönüşümü insanlardan başlatmalıyız. Sadece binalara indirgersek hata yaparız. Bu konuda umarım başarıya ulaşabiliriz.



1050 Konutlar’a yatırımcı bekliyoruz



HABİP ASLAN (BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM DAİRE BAŞKANI)



Yasaya göre 2 türlü kentsel dönüşüm yapılıyor. Biri vatandaşın kendi talebi ile riskli yapıların yıkılması, bir diğeri yerel yönetimin çabası ile olan. Özde vatandaşın rızası birinci öncelik… Vatandaşa gelmeden önce de projelerin hazırlanması ve yer belirlenmesi. Biz bunun tamamını yaptık. Şimdi vatandaşlara anket yapıyoruz. 1050 Konutlar için yapıyoruz. Bu bölgede rant olmalı ama o bölgedeki paydaşlar kendi arasında paylaşmalı. Rant olmayan bir bölgeye hiçbir yatırımcı girmez. Biz her şeyi hazırladık. Yüzde 95 vatandaş onayı da aldık. Şimdi yatırımcı bekliyoruz. 2400 konut var şu an o bölgede. Yine aynı sayıda konut olacak. Planlama sürecinden sonra öndeki ticaret parsellerine karşılık konut yapılacak. Daire karşılığı daire vereceğiz. Hiçbir bedel ödemeyecekler.  Devlet resmi anlamda bir garantör olarak hareket ediyor. Vatandaş adına yüklenici adına ihaleye girecek. Güzel örneklerin oluşabilmesi için değerli yerlerden başlayıp sonra Bursa’ya yaymak önemli. Bu iş başarılı olsun. Diğer dönüşümlere örnek olsun. Olumsuz kentsel dönüşüm imajını silip olumlu bir örnek yaratmak istiyoruz.  

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
15°
açık
banner61
banner62
banner89