banner94

banner77

banner69

banner88

İnşaat sektöründe fabrika hareketliliği

Kentsel dönüşüm seferberliğiyle yüzbinlerce konut yenilenirken, ekonominin dinamoları olan fabrika binaları da dönüşümden payını alıyor. Sektörde fabrika inşaatlarına yoğunlaşan firmalarda son dönemde hareketlilik yaşanıyor.

İNŞAAT 17.02.2021, 11:55
İnşaat sektöründe fabrika hareketliliği
banner66

Cüneyt ALKIŞ

Sanayi bölgelerinde güvenli, sağlam, yeşil alanlar yaratılarak huzurlu bir çalışma ortamının oluşturulduğu mimari açıdan da göz kamaştıran birçok fabrika, yeni binalarında üretimlerini sürdürüyor. Fabrikaları adeta bir komplekse dönüştüren inşaat firmaları da modern tasarımlarla dikkat çekiyor.Sadece Bursa değil bölgedeki pek çok sanayi bölgesinde fabrika yapan inşaat firmalarının temsilcileri ile fabrika inşaatlarının konut inşaatlarından işleyiş ve süreç olarak farkını ve bunun yanı sıra sanayi bölgelerinde dönüşümün gerekip gerekmediğini konuştuk.

Mustafa ANDIÇ – İMSİAD Başkanı

Ülkemizde kentsel dönüşüm alanında bir milat olan 31.05.2012 tarihi, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, kentsel dönüşüm alanında bir başlangıç sağlasa da, özellikle sadece konut alanına yoğunlaşılmış olması nedeniyle istenilen sonucu bugün itibarıyla verememiştir. Çünkü nerede ve ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan deprem riskine karşı, sadece konutlardaki bir dönüşümün en iyimser ihtimalde dahi bütünsel bir başarı sağlaması beklenemez. Çünkü çoğumuz konutlarımızı yenilemek suretiyle ailelerimiz ve sevdiklerimizi güvenli yapılara kavuşturacağımızı düşünüyoruz. Fakat insanlarımız konutlarda ikamet etseler de fabrikalar, atölyeler gibi çok çeşitli işyerlerinde çalışmaktadırlar. Bu nedenle, fabrika ve atölyeler gibi iş yerlerinin depremde hasar görmesi ile çalışan insanlarımızın hayatı da maalesef riske girecektir.

Oysaki sanayi yapılarımız, içerisinde barındırdıkları nitelikli insan gücü, katma değerli makine parkı, hammadde ve mamul depoları itibarıyla ülkemiz için stratejik önem arz etmektedir. İç ve dış piyasada malzeme tedarik zincirinde en önemli halkalardan biri olan üretimin olası bir deprem ile sekteye uğramaması için, sanayi yapılarının dönüşümü ülkemiz için hayati önem taşımaktadır. Fakat sanayi yapılarının dönüşümünü konutların dönüşümü ile aynı şekilde düşünemeyiz. Şöyle ki, konutların dönüşümünde insanlarımız başka konutlarda kiraya çıkabiliyorken, üretim zincirinin kırılmaması gereken sanayi alanında, üretimi aksatmayacak bir dönüşüm çözümü şarttır. Üretim devam ederken sanayi dönüşümünün de yapılması en istendik senaryodur. Bu nedenle, sanayi yapılarının dönüşümünde, yıkıp yapmak yerine, güçlendirmek daha önemli bir seçenektir. Sanayi yapıları betondan, prefabriğe ve çeliğe kadar çok çeşitli yöntem ve malzemelerle yapılmış olduğundan her bir yapının kendi içinde ileri mühendislik hesaplamaları kullanılarak farklı bir güçlendirmeye, dönüşüme tabi tutulması gerekir.

Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıkladığı kentsel dönüşümün yeni yol haritası olan Kentsel Dönüşüm Eylem Planı'nın beşinci maddesinde, şehir merkezlerindeki köhneleşmiş, çöküntü alanı haline gelmiş sanayi alanlarını dönüştürmek amacıyla, esnafın ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelen sanayi alanlarını kent merkezlerinin dışına çıkarılmasından bahsedilmektedir. Bu çerçevede, başta İstanbul, Kayseri, Kocaeli ve Konya olmak üzere çalışmalara başlandığı ve 5 yılda sanayi alanlarına yönelik bu çalışmaları tüm şehirlere yayılmış olacağı belirtilmektedir.

Ülkemiz sanayi yapılarında doğal afetlere karşı özlenen seviyeye ulaşılabilmesi için biran önce yasal düzenlemeler yapılıp harekete geçilmesi gerekmektedir. Bunu yaparken de, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun dışında sanayinin kendi işleyişi ve ihtiyaçlarına uygun özgünlükteki bir yol haritası belirlenerek, sanayi yapılarının mevcut durumu hakkında envanter çalışması yapılması ve her sanayi yapısı için en uygun güçlendirme yöntemi seçilmelidir. İlk etapta da 50 kişiden fazla çalışanın olduğu sanayi yapılarının risk tespiti yapılma zorunluluğunun getirilmesini bir başlangıç sağlayabilecektir.

İlker ORAL - SİNTA AŞ Genel Müdürü

Sanayi yapılarında uzmanlaşmış firmamız; Oyak Renault, Tofaş, Bosch, Karsan, Korteks, Coats, Çemtaş, Türk Siemens, Prysman, Coşkunöz, Baykal, Durmazlar, Özdilek, Zorlu Enerji, Asil Çelik, Roda Liman Depolama ve Lojistik, Asmerkez, Carrefour gibi ulusal ve uluslararası firmaların da yer aldığı binden fazla firmanın inşaatına imza atmıştır.

2021 yılının ilk çeyreğini yaşadığımız şu günlerde yeni projelerimizden bazıları ise şunlardır; Zorlu Enerji Elektrik A.Ş.’nin İşletme Binası inşaatının yapımı, YPS Otomotiv A.Ş.’nin Fabrika ve İdari Bina inşaatının yapımı, Roda Liman Depolama ve Lojisitk Tesisleri A.Ş.’nin kaba inşaatının yapımı Firmamızca devam etmektedir.

Sanayi yapıları inşaatında zamanında teslim önemlidir. Zamanında teslim, yatırımcının bir an önce para kazanmasını ve yatırımını üretime geçirmesini sağlayacaktır. Ayrıca kaliteli yapılan inşaat uzun yıllar sorun çıkarmadan yatırımcının çalışmasını sağlayacaktır. Kaliteli, zamanında ve güvenilir inşaatların yapımı konusunda firmamızın uzmanlığına, bu tarihe kadar iş yaptıran yatırımcılar güvenmektedir.

Türkiye; büyüyen, genç ve kentli nüfusun hızlı arttığı bir ülkedir. Bu yapısal özelliği konut ihtiyacını arttırmış, buna paralel olarak da konut sektörü hızla gelişmiştir. Zira günümüzde inşaat denilince gündeme öncelikle konut inşaatları gelmektedir. Evet, konut inşaatları önemli ama inşaat sektörünün bütünü değil bir parçasıdır. Her türlü kamu ve özel sektör yatırımlarının büyük bir bölümü inşaat yatırımlarını oluşturmaktadır. Doğru bir biçimde tasarlanmayan, planlanmayan ve inşa edilmeyen yapılar hem yatırım hedefine ulaşmada sıkıntı yaratır hem de yıkılma ve çökme gibi tehlikelere yol açabilir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise yasa ve yönetmeliklerdir. Projeler mutlaka yasa ve yönetmelikler çerçevesinde yapılmalı ve buna uygun bir biçimde hayata geçirilmelidir. Altyapı da dikkat etmesi gereken diğer önemli bir konudur. Aksi takdirde yatırım boşa gidebilir.

İşlevini yitirmiş sanayi bölgelerindeki dönüşümler diğer kentsel dönüşüm projelerine göre daha zor ve uzun zaman gerektiren dönüşüm projeleridir. Aslında kent merkezindeki konumları, altyapı ve ulaşım imkânları açısından avantajlar içermelerine karşın, geçmişteki sanayiden kaynaklı çevresel kirliliği oluşturan riskleri de bulunmaktadır. Ülke ekonomisinin her alanının inşaat sektörü ile kesiştiği bir gerçektir. Büyük ölçüde ulusal sermayeye dayanan inşaat sektörü, yüzlerce meslek dalını ilgilendirmesi nedeniyle istihdam ve üretim sürecini önemli ölçüde etkilemektedir. Küresel ve bölgesel tüm olumsuzluklara rağmen ülkemizin yakaladığı büyüme trendinde inşaat sektörünün katkısı yadsınamaz. İnşaat sektörü büyüdükçe Türkiye’de büyümeye devam edecektir.

Nurettin GÖLER - NTA Çelik Konstrüksiyon Genel Müdürü

1993 senesinde DOSAB’ta fabrika inşaatlarına başladım. Yap-sat firmam olduğundan bir süre bu işlerle ilgilendim. 1999 yılında deprem olunca benim üniversitedeki uzmanlık alanım olan çelik yapılara yöneldim. Depremden sonra tekrar fabrika inşaatlarına başlayıp çelik yapılar konusunda öncülük etmek istedim. 2002’de kurduğum çelik firmamla işlerimize devam ediyoruz. Sadece Bursa’da değil, İstanbul’da, Çorlu’da, Türkmenistan’da fabrika yapıları yaptık. Çelik konusunda kendimize çok güveniyoruz.

Konutlarda iç dekorasyon biraz daha önem çıkıyor. Fabrikalarda da son dönemlerde yönetim merkezleri anlamında çok estetik yapılar yapılıyor. Tekstilciye veya otomotivciye yaptığınız fabrika aynı olmuyor. Hepsinin istedikleri farklı. Bizim burada şöyle bir avantajımız var. Biz hemen hemen her dalda faaliyet gösteren sanayi yapıları yaptığımız için hangi sektörün ne tarz yapılara ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz işi alalım ya da almayalım çok önemli değil ama proje safhasında mutlaka olmak isteriz, deneyimlerimizi aktarırız.

Hayatın bir gerçeği var, bir deprem göreceğiz. Ne zaman nerede olacağını, nerede yakalanacağımızı bilemiyoruz. 1999 depreminden sonra, deprem merkez üssüne uzakta olmamıza rağmen bazı sanayi yapılarımız hasar gördü ve daha sonra güçlendirildi. Çok negatif olmak istemem ama hayatın bu gerçeğini de göz ardı etmemeliyiz. Fabrikaların içerisinde milyon dolarlık makineler var. Bir sanayide inşaatın maliyeti o işletmenin belki yüzde 5’ini bile bulmuyor. Fabrikanın 1 günlük iş kaybının nelere mal olabileceğini düşündüğümüzde Allah korusun bir depremde hem can hem de ekonomik olarak ne kadar büyük etkileniriz. Hep konut üzerine düşünülüyor ama bence sanayi daha da önemli. Kentsel dönüşüm konusunda algının biraz daha genişletilmesi lazım. Sanayi durursa ekonomi durur. Bursa’da konutların yüzde 70’i depreme dayanıksız diyorsak bir o kadar da sanayi yapılarımız dayanıksız.

Bursa farklı bir şehir. Bursa’da dünya çağında çok güzel firmalar var. Belki kapı komşumuz ama bilmiyoruz. 2018’deki dolar kurundan sonra işini iyi yapan sanayicilerimiz bundan pozitif manada etkilendi. Biz de bu tip firmalarla çalıştığımızdan 2018, 2019 ve 2020’de firma olarak ciro rekorları kırdık. Ben pek çok farklı koldan sanayiciyle iş yaptığımdan dolayı gelecekten oldukça umutluyum. Sanayi yapılarımız birer milli servettir. El birliğiyle dönüşümü gerçekleştirmek gerekiyor. Sanayicinin en büyük derdi arazi. Onlara arazi üretilirse kendiliğinden bir dönüşüm olacaktır. Bu da ihracatı artıracak bir hamle olur.

İstanbul Havalimanı’nda çalışan 8 tane kaba yapı müteahhidinden biri de bizdik. Terminal binası, otopark ve plaza bölümlerinin inşasını yaptık. 32 metre büyüklüğünde bir viyadük yaptık. Büyük bir tecrübe sahibi olduk ve Türkiye’nin inşaat sektöründe ne kadar ileride olduğunu gördük. Bu inşaatta bir günde dökülen beton, bütün Bursa’da 1 ayda dökülenden fazlaydı. Yaklaşık 2 sene 1000 kişiyle çalıştık.

Cevdet YÜCE – Çevre İnşaat Genel Müdürü

Kurulduğumuz 1987 yılından bugüne kadar ağırlıkla sanayi yapıları yaptık. 1996-97 yılından itibaren de o zamanlar Türkiye’de prefabrik üretimi çok azdı Bursa’da da yoktu. Biz Bursa’da prefabrik üretimine başladık, fabrikamızı kurduk, sanayi yapılarına hem komple taahhüt anahtar teslimi inşaat yaparak hem de prefabrik sistem üretimi yaparak devam ediyoruz. Geçen yaklaşık 37-38 sene içerisinde bir kaç milyon metre kareden fazla fabrika inşaatı yapmışızdır. Sadece Bursa ili ve ilçelerinde değil Balıkesir, Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Yalova gibi bölgelerde de fabrika inşaatları yaptık.

Sanayi yapıları inşaatları dönem dönem Türkiye’nin ekonomik durumuyla, sanayi üretimiyle paralel olarak gider. Belli dönemlerde aşağı düşer ama belli dönemlerde de yukarıya çıkar. Geçtiğimiz 1 buçuk 2 yıl içerisinde özellikle 2018-2019’da epey aşağılara düşmüştü inşaat rakamları ama bu yıldan itibaren özellikle 2020’nin sonu ve bu yıldan itibaren büyük projeler tekrar devreye girdi. Piyasa açıldı ve bundan sonra da 2021 yılı içerisinde epey sanayi yapıları yatırımı olacağını tahmin ediyoruz. Biz büyük projelerin hepsine hemen hemen talibiz.

Fabrika inşaatlarıyla konut inşaatları işleyiş olarak birbirinden farklılık arz ediyor. Konut inşaatları klasik sistemle yapılan inşaatlardır, fabrika inşaatları ağırlıkla prefabrik ve çelik inşaatlardır. İkisi tamamen farklı yapı gruplarındadır, ikisinin arasında bir benzerlik yoktur. Biri üretime biri yaşama dayalıdır. Sanayi yapısı deyince her üretim şekline göre yapı özellikleri değişmektedir, yani tekstilde dokuma yapan fabrika özellikleri farklıdır, keza otomotivde ve gıdada farklıdır. Nasıl konutta her parsele göre dizayn yapılıyorsa sanayi yapılarında da hem parsele göre hem üretim şekline göre dizayn yapılır. Sanayi yapılarında önemli olan işlevselliktir.

Bursa’daki sanayilerde doluluklar yüzde 70in aşağısında değildir. Yeni sanayi bölgelerimiz de oluşuyor, TEKNOSAB gibi. Yani Bursa’da sanayi sürekli gelişiyor, zaten her binanın ekonomik bir ömrü var bu ekonomik ömrünü tamamladığı zaman mutlaka yenileniyor ama benim gördüğüm kadarıyla yaklaşık 40 yıldır sanayi sektörünün takip ediyorum yenilenenler zaten yenilendi. Özellikle 1999 depreminden sonra yapılan sanayi yapılarında herhangi bir yenilemeye de ihtiyaç yok. Deprem açısından ya da herhangi bir farklı açıdan o yapılar tamamen deprem güvenliğiyle yapıldı.

Sanayi yapılarında bir envanter söz konusu değil, nasıl şehrimizin konut stoğundaki depremsellik envanterini çıkartmadığımız gibi sanayi yapılarında da bu yok. Sadece şu var, yapı sahibinin kendi iradesiyle kontrol ettirdiği, kısmen güçlendirdiği, kısmen değiştirdiği binalar var. Tecrübeme dayalı şunu söyleyebilirim, eğer bir yapı hangi dönemde yapılırsa yapılsın isterse 50 yıl önce yapılsın yapıldığı dönemdeki teknik kurallarına uygun olarak yapıldı ise çok fazla bir problem olmamaktadır. Sıkıntı yeterli kalitede yapılmayan yapılarda oluşmaktadır. Sanayi bölgelerindeki dönüşüm çok zor ve meşakkatli bir iştir. Ben yine depremsellik açısından bakıldığında sanayi bölgelerinden çok konut bölgelerinin çok daha riskli olduğunu düşünüyorum.

Bursa’da sanayi bölgesi olmayan yerlerde de kaçak yapılaşmış bir sürü sanayi yapılarımız var. Bunların herhangi şekilde denetim ve kontrollü yapılmalı, mutlaka yenilenmeli. Türkiye’deki inşaat mühendisliği bilgi beceri açısından dünya ile paraleldir, problemi tespit edip çözümü ortaya koyabilir ama bunun için ciddi bir irade ve ihtiyaç duyma arzusu lazım.

Oğuzhan DEMİR – OSD Yapı Yönetim Kurulu Başkanı

2004 yılında kurulan şirketimiz, bugüne kadar 128 adet çeşitli metrekarelerde fabrika inşaatı yapıp tamamlanmıştır. Şuan mevcutta proje safhasında 2 adet fabrika inşaatımız vardır.

Günümüz endüstriyel fabrika inşaatlarıyla konut inşaatları arasındaki en büyük fark zaman tasarrufudur. Sanayi yapımındaki metrekareler konut inşaatına göre çok büyük olmasına rağmen sanayi inşaatı, konut inşaat yapım yılının 3/1’ine tekabül etmektedir. Bu da zamandan çok büyük bir tasarruf sağlamaktadır. Fabrika inşaatlarında sanayi sektörüne hitap edildiğinden dolayı ileriye yönelik uzun ömürlülük ve sağlamlık bakımından kullanılan malzeme çeşitleri konut inşaatlarına göre daha güçlüdür. Fabrika inşaatlarında işleyiş olarak da söylenmesi gereken proje safhasındayken yapılacak olan inşaatta, proje hazırlandıktan sonra alt yapının başlangıç ve yapım sonuna kadar süreçte kullanılması gereken tüm yapı elemanlarının hazırlıkları yapılmış olup sırasına göre montaj işleri yapılmaktadır.

Fabrika inşaatlarında önem arz eden en büyük etken yapılacak imalatın öncelikle kullanım amacına göre sistemin çözülmesidir. Bunlardan kısaca bahsedersek makas altı yüksekliği, kreyn vinç kullanımı ara katlardaki hareketli yük katsayıları ve kullanım amacına göre aks (kolon ) aralarının özel olarak belirlenmesidir. Her yapılan fabrika kendine öz özel yapılardır.

Bursa, eski bir sanayi şehri olduğundan dolayı zamanında yapılan inşaatlar o günün ekonomisine ve şartlarına göre özellikle metrekareler belirlenmiştir. Fakat günümüz ekonomi ve ihracat atılımından dolayı istek ve talepler doğrultusunda mevcut eski sanayi yapılarının yetersiz olduğunu görebiliyoruz. Bu nedenden dolayı hizmet veren firmalar gelen artış taleplerine istinaden büyümeye zorlanmıştır. Bu da haliyle mevcut metrekarelerdeki üretimlerin yetersiz kalmasına sebebiyet vermektedir.

Latif ALTAY - Altay Tasarım İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı

Fabrika inşaatları, konut projelerinden farklı olarak çok daha fazla detay, teknik bilgi ve tecrübe gerektiren projelerdir. Konut inşaatlarında genellikle birkaç tipte konut olup, aynı detaylar katlar yükseldikçe ya da etaplar genişledikçe konutlara uygulanır. Fabrika inşaatlarında ise fabrikanın yapım amacına göre sayısız detay ve uygulama vardır. Bu detayların çözümü ve imalatların takibi belirli bir tecrübe ve teknik ekip gerektirir. Örneğin bir gıda fabrikası ile kimyasal madde üretimi yapan bir fabrikanın ihtiyaçları aynı olamaz. Her birini ihtiyaçları farklıdır. Bu durum fabrikada kullanılacak makinalardan, personel sayısına, depolama – yükleme alanlarına, fabrikanın ısıtma ve soğutma sistemlerine hatta iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine kadar farklılık gösterir. Fabrikada kullanılacak makinaların ağırlık ve büyüklüklerine göre statik projeler bile değişebilmektedir.

16 senedir başarılı bir şekilde faaliyet gösteren Altay Tasarım kendini fabrika yapım işlerinde kanıtlayarak, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren 14 adet fabrikayı sahiplerine eksiksiz ve zamanında teslim etmiştir. Her geçen gün kendini daha da geliştirerek büyük projelere imza atmaya devam etmektedir. Şu anda Balıkesir Organize Sanayi Bölgesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na bağlı İşbir Alternatör ve Jeneratör Fabrikası yapım işini başarılı bir şekilde devam ettirmektedir.

Murat Karip - Asya Grup Genel Müdürü

Yaklaşık 10 yıldır fabrika inşaatları tecrübemiz var fakat firma olarak 3 yıldır fabrika inşaatları ve endüstriyel yapılar ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. Farklı metrekarelerde 7 adet fabrika ve endüstriyel proje gerçekleştirdik ve teslim ettik. Şu anda da bursa İnegöl Bölgesinde 55.000 metrekare alan üzerinde 9000 metrekare kapalı alanı olan BURDAĞ Su fabrikası inşaatını yapıyoruz.

Fabrika inşaatları daha kısa süreçlerde imal edilebiliyor. Konut projelerine göre yapım tekniklerindeki farklılıklardan kaynaklanan süreçler ve işleyiş farkları vardır. Fabrika inşaatlarında da tasarım ve lokasyon çok önemlidir. Ama en önemli husus statik olarak daha uzun ömürlü ve yapılacak üretime uygun planlanarak üretilmesidir. Fabrika inşaatlarında özellikle kaliteyi ön planda tutarak tüm faaliyetler sürdürülmeli. Ve tecrübeli inşaat üreticisi firmalar ile hareket edilmeli.

Bursa dediğiniz ilk sanayileşen şehirlerdendir ve bu tecrübe ile büyük ölçekli sanayi kuruluşları sürekli kendilerini yenilemektedir. Fakat aynı durum orta ölçekli ve küçük sanayi kuruluşları için geçerli değil. Deprem riskinin yüksel olduğu bölgemizde dönüşüm çalışmaları ciddi bir planlama ile ivedi şekilde başlatılması gerekiyor.

Fatih Can Bozkurt - FCB Interiors Yönetim Kurulu Başkanı

Uzun yıllardır bu sektöre emek veren bir kuruluşuz. Yapmış olduğumuz fabrikalar ağırlıklı organize sanayi bölgeleri içinde. Organize sanayi bölgeleri dışında depo tarzında yapmış olduğumuz daha komplike yapılar da var.

Konut inşaatları birden fazla bağımsız bölümün bir araya gelmesi ile oluşan emek yoğun yapılar. Fabrika inşaatları ise ağırlıklı hazır bağlantı elemanları veya çelik kullanımı ile oluşturulan daha kompleks yapılar. Konut inşaatlarında ince yapı iş kalemleri sürecinde karar verilmesi gereken çok fazla süreç yaşıyorsunuz. Bu süreci çok iyi yönetmeniz gerekiyor. Aksi halde zaman yönetiminde sorun yaşıyorsunuz. Yine konut inşaatında birden fazla kişi ile muhatapsınız. Fabrika inşaatında bu durum ağırlıklı tekil şahıslar ile devam ediyor. Bu yüzden de karar süreci daha hızlı ilerliyor. Fakat fabrika inşaatında belirli şartnamelere uymazsanız firma işyeri ruhsatı alamaz ve bunun çok ağır bedelleri olur. Konut inşaatın yapı sahipleri en kötü ihtimal ile şantiye elektriği ve suyu kullanarak yapıyı kullanmaya devam ederler.

Endüstriyel yapılar Bursa özelinde çok fazla iç içe geçmiş durumda. Bu firma sahipleri için iyi, şehir halkı için kötü bir durum aslında. Eskiyen fabrikalardan yayılan kötü gazlar ve dumanlar şehir halkının sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Yaşam kalitesini düşürüyor. Diğer açından personel servisleri ile ulaşım imkânı kolaylıkla sağlanabiliyor. Personel bulma ve çalıştırma hususları daha rahat oluyor.

Son dönemde gerçekleştirmiş olduğumuz projelerde firma sahiplerinin personellerine verdiği değerde ciddi bir artış var. Bunun temel sebeplerinde biri pandemi. İnsanları çalıştıkları alanlarda evinden çok daha fazla vakit geçiriyor aslında. Bazı tasarım projelerini çizdiğimiz ve uygulamasını yaptığımız projelerdeki yemekhaneler restaurant gibi olmaya başladı. Sosyal yaşam alanlarının sayısı arttı. Yönetim katları yeniden elden geçirildi. Vizyoner olan patronlar çalışma alanlarına ve personellerine daima yatırım yapıyor.

Hakan Söğünmez - AKFEM Yapı Yönetim Kurulu Başkanı

Fabrika inşaatları konut inşaatlarından farklı olarak daha fazla statik yüklere maruz kalmaktadır. Bakıldığında konut tarafına göre daha kolay gibi görünse de gerçek öyle değildir. Fabrikalar da kolon açıklıkları, yükseklikler, taşıyıcı yükler uygun yangın donanımı ve yangın kaçışları önemlidir. Ayrıca her fabrikanın içerisindeki ofisler, ıslak zemin alanları, yemekhane gibi kısımlar bu yönüyle konuta benzemektedir. Yani aslında fabrika imalatı ile birlikte konutta kullanılan tüm elamanlar sanayi yapılarında da kullanılmaktadır. Ekstra fabrikanın hangi iş kolu ile çalışacağı üzerine gelecek olan statik yükleri de karşılamak zorundandır. Ancak konutta statik yükler çok daha alt seviyededir.

Bursa Türkiye’nin ilk sanayileşen kentlerindendir ve Türkiye için çok önemli konum ve gelire sahip bir kenttir. Kg başına ihracatımız Türkiye ortalamasının çok üzerindedir. Sadece bu yönüyle çok önemli olan kuruluşlarımız vardır ve bu kuruluşlarımız Türkiye’nin önemli değerlerindendir. Ancak Türkiye’nin bir çok yerinde olduğu gibi üretim yapan değerli meslektaşlarıma doğru destekler verilememektedir. Sanayii alanlarında fiyatlar uçmuş durumdadır, maalesef bu yüksek fiyatlara rağmen mevcut arsalar üzerine fabrika oturum alanı yüzde elli civarındadır. Bu durumda sanayii de çok önemli sorun oluşturmaktadır. Arsada açık kalan alanlar aslında milyonluk bahçelerdir, bu alanların yarısı kadar alanlar yangın kaçış mesafeleri ve otoparklar için yeterlidir. Sanayici için 2 katlı 3 katlı veya katlı fabrikalar uygun değildir, sanayiciler zeminde çalışmalıdır. Dolayısı ile ilgili yasal mevzuatlar, imar planları bu yönde değiştirilmelidir. Avrupa’da, Amerika’da katlı fabrikalara çok rastlanmaz, çünkü üretim mantığı ile ters orantılıdır. Temennimiz bir an önce yapılan yanlışlardan geri dönülmesi yönündedir. Bu vesile ile memleketimiz için her kim bir taşı diğerinin üzerine koyabiliyorsa bizim için değerlidir.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
18°
kapalı
banner61
banner62
banner92
banner89