Kadın bakış açısının sektöre değer kattığını ifade eden Akın, “Kadınlar bir ortama zarafet ve nezaket getiriyor. Yeni yerleşim bölgelerinde daha estetik binalar görmemizi, kadın mimarların projelerde daha çok yer almasına bağlıyorum” dedi.
Elif Gülşen Akın, 2013 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra mimarlık yolculuğuna farklı şehirlerdeki ofis deneyimleriyle başladı. Kısa sürede İstanbul’dan Bursa’ya uzanan bu yolculuk, kendi mimari vizyonunu inşa edeceği bir sürecin habercisiydi. “Üniversite mezuniyetimin ardından farklı ofislerde yaklaşık iki yıl çalıştım. Sonrasında Bursa’ya geldim ve burada da birkaç ofis deneyimim oldu. Şu anki eşimin de Bursa’ya taşınmasıyla birlikte birlikte bir ofis kurduk,” diyerek o yıllardaki heyecanını ve motivasyonunu paylaşan Akın, Akın, hem Bursa’daki merkez ofisiyle hem de 2022 yılında Bulgaristan’ın Plovdiv kentinde kurdukları şube ile çalışmalarını sürdürdüklerini belirtti.
SANAYİDEN BUTİK VİLLALARA: TASARIMIN ÇOK YÖNLÜ YOLCULUĞU
Mimarlık ofisinin ilk yıllarında, Karacabey ve Mustafakemalpaşa bölgesindeki sanayi yapılarını ön planda tuttuklarını söyleyen Akın, “Tat ve Sek Süt gibi büyük markaların projelerinde uygulama ve projelendirme süreçlerinde aktif olarak rol aldım. Ancak çalışmalarımız sanayi mimarisiyle sınırlı kalmadı. Aynı dönemde Bursa Bademli, İstanbul Şile ve Bursa’nın dağ köylerinde çeşitli butik villa projeleri de geliştirdim” diyerek birçok alanda deneyim kazandığını dile getirdi.
Pandeminin ve imar yönetmeliklerindeki değişikliklerin de etkisiyle zorlu bir sürece girdiklerini aktaran Akın, “Bu süreçte Autodesk Revit eğitmen eğitimlerine katılarak, ofisimizi Autodesk tarafından yetkilendirilmiş bir eğitim merkezi haline getirdik” dedi.
BIM DEVRİMİ: GELECEĞİN MİMARLIK DİLİ
Mimari üretim sürecinde klasik yöntemlerin dışına çıkarak, BIM (Yapı Bilgi Modellemesi) tabanlı yaklaşımla ilerlediklerini ifade eden Akın, BIM sistemlerinin Avrupa’da ve Amerika’da yaygınlaştığına dikkat çekerken, Türkiye’de de özellikle kamu projelerinde bu sistemin artık zorunlu hale geldiğini belirtiyor. Akın aynı zamanda, “Milli Eğitim Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı gibi kurumlara proje hazırlamak istiyorsanız BIM tabanlı bir programla çalışmanız gerekiyor” diyerek gelecekte konut projelerinde de bu sistemin yaygınlaşacağı öngörüsünü paylaşıyor.
GÖNÜLLÜ EĞİTİMDEN KURUMSAL DANIŞMANLIĞA
Mimar Elif Gülşen Akın’ın bilgisini paylaşma arzusu, onu gönüllü bir eğitmenliğe yöneltti. Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nde Revit programı eğitimleri vermeye başlayan Akın, hem iş arayanlar hem de öğrenciler için dokuz farklı kur organize etti. Akın, “Bu eğitimlerden sonra bazı mimarlık firmaları, kendi bünyelerinde eğitim vermemi ve projelerinde danışmanlık yapmamı talep etti. Son beş-altı yıldır ağırlıklı olarak bu alanda çalışıyorum” diyerek eğitim faaliyetlerinin nasıl profesyonel danışmanlık hizmetlerine dönüştüğünü anlatıyor.
HOLLANDA’DA BİR OKUL VE BİR KÜTÜPHANE
Mimar Akın Türkiye dışında farklı ülkelerdeki projelerde de çalışmalar yürüttü. Hollanda’da bir mimarlık firmasıyla iş birliği içinde, biri okul binası, diğeri ise Amsterdam’da bir üniversite kütüphanesi olmak üzere iki farklı projede yer alan Akın, “Genel olarak orta ve büyük ölçekli projelere odaklanıyoruz. Her yeni projeyle birlikte yeni deneyimler kazanıyoruz” şeklinde konuştu.
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK: ETİKET DEĞİL, TASARIM FELSEFESİ”
Sürdürülebilirlik kavramının bir moda sözcük değil, tasarımın temel ilkelerinden biri olması gerektiğine dikkat çeken Akın, “Işık ve rüzgar yönelimi gibi fiziksel koşullara dikkat ederek, enerji verimliliği yüksek yapılar tasarlamak gerekiyor. İyi bir tasarımla, birbirinin gölgesini kesmeyen, doğal ışığı iyi kullanan yapılar üretmek mümkün. Bunlar, bir mimarın asgari düzeyde zaten dikkat etmesi gereken noktalar” diyerek tasarımın önemine değindi.
KADIN GÖZÜYLE MİMARLIK VE İNŞAAT
Elif Gülşen Akın, mimarlık sektöründe bir kadın olarak karşılaştığı zorlukları ve deneyimlerini anlattığı açıklamasında ise kadın girişimcilere sunulan teşviklerden faydalandığını belirtirken, kadın bakış açısının sektöre kattığı değeri de vurguluyor. “Kadınlar bir ortama zarafet ve nezaket getiriyor. Yeni yerleşim bölgelerinde daha estetik binalar görmemizi, kadın mimarların projelerde daha çok yer almasına bağlıyorum. Ben de ilk başta sanayi projelerinde uygulamaları sahada takip ederken, ustalardan başta çok fazla önyargı gördüm. Ama zamanla bu önyargıların kırıldığını görmek beni mutlu etti” diyen Akın, kadınların yalnızca ofislerde değil, sahada da daha fazla yer alması gerektiğini savunuyor.
ZAMAN, BÜTÇE VE KALİTE DENGESİ
Türkiye ile Avrupa’daki iş yapma biçimlerini karşılaştıran Akın, “Türkiye’de süreçler çok hızlı ilerliyor. Oysa iyi bir bütçeyle, sağlam temellerle başlanırsa hem estetik hem dayanıklılık hem de sürdürülebilirlik sağlanabilir” diyerek daha yaşanabilir şehirler için uzun vadeli planlamanın önemine işaret ediyor.
Mimar Akın son olarak, Winston Churchill’in “Önce biz binaları şekillendiririz, sonra onlar bizi” sözünü sıkça hatırladığını söyleyerek, “Bu cümle hem tasarım anlayışımı hem de mimarlık mesleğine duyduğum inancı özetliyor” dedi