2025-08-12 17:04:36

Afet odaklı düşünmek

Nur Gül ARSLAN

12 Ağustos 2025, 17:04

Son haftalarda Türkiye’nin birçok şehrinde - özellikle Bursamız’da  - yaşanan orman yangınları, önemli bir gerçeği yeniden hatırlattı: İklim krizi artık yalnızca bir çevre sorunu değil; yaşam alanlarımızın güvenliğini doğrudan etkileyen bir gerçekliktir.

Bu felaketler yalnızca doğayı değil, kent dokusunu da tehdit etmektedir. Dolayısıyla mimarlık artık yalnızca estetik değil; güvenlik, işlevsellik ve afetlere karşı direnç üzerinden de düşünülmek zorundadır. Yangın riski, sadece afet sonrası müdahale kapsamında değil; tasarımın ilk adımında dikkate alınması gereken kritik bir parametredir.

Bir yapının dış cephesi, yangına karşı ilk savunma hattıdır. Geleneksel kaplama malzemeleri — özellikle plastik, ahşap türevleri ve kompozit içerikler — ciddi risk taşırken, A1 sınıfı yanmaz kaplamalar, taş yünü yalıtım sistemleri, yangına dayanıklı alüminyum paneller (yanmaz dolgulu olanlar) ve kireç esaslı sıvalar, hem mevzuata uygun hem de uzun ömürlü ve güvenli alternatifler sunar. Mimari estetik artık sadece göze değil, doğa olaylarına karşı dirence de odaklanmalıdır.

Peyzaj ise yalnızca görsel bir unsur değil; stratejik bir güvenlik aracıdır. Gürsu yangınında zarar görmeyen tek bölgenin bakımlı bir bahçe olması, bu önemin çarpıcı bir örneğidir. Doğru bitkilendirme, görünmeyen ama etkili bir yangın kalkanı oluşturabilir. Oysa pek çok projede peyzaj, yalnızca satış ve lansman süreçlerinde estetik bir vitrin öğesi olarak değerlendirilir. Oysaki yüksek reçineli, yanıcı türde bitkiler alevin yapıya ulaşmasını kolaylaştırır. Düşük reçineli yapraklı ağaçlar (zeytin, ıhlamur, akçaağaç gibi), yanmaz yer örtücüler ve çakıl tabanlı tampon bölgeler ise hem estetik hem güvenlik açısından doğru tercihlerdir.

Yapının konumu, rüzgar yönü, açık alanlarla ilişkisi ve kaçış yolları gibi faktörler yangın anında hayat kurtarabilir. Yapılar arası mesafe, çatı izolasyonu, yangın şeritleri ve acil müdahale rotaları yalnızca yapı ölçeğinde değil, kent ölçeğinde de planlanmalıdır. Afet anında değil; planlama aşamasında alınan kararlar belirleyici olur.

Yangınla mücadelede fiziksel önlemlere ek olarak, gelişmiş sensörler, erken uyarı sistemleri ve yangın senaryolarına entegre akıllı bina çözümleri de pasif güvenliği dijital destekle tamamlamaktadır. Bu teknolojiler, olası bir tehdidi henüz kriz boyutuna ulaşmadan tespit etmeye ve hızlı tepki oluşturmaya olanak sağlar.

Bugün artık “Nasıl daha fazla konut üretiriz?” değil, “Nasıl daha güvenli ve dirençli yapılar inşa ederiz?” sorusunu sormalıyız. Bursa gibi ormanla iç içe geçmiş kentlerde sadece cephe malzemesi değil; peyzaj türü, yapı yerleşimi, hatta çöp alanlarının konumu dahi bilinçli bir karara dayanmalıdır. Yeni nesil mimarlık, doğayla romantik bir ilişki kurmaktan çok, doğanın tehditlerine karşı akılcı ve stratejik çözümler üretmeyi de içermelidir. Çünkü afetlere karşı en etkili önlem, müdahale değil; bilinçli ve öngörülü tasarımdır.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.