banner94

banner77

banner69

banner88

Dönüşümün rantı vatandaşa!

Altepe ile Bursa'nın değişimini konuştuk

RÖPORTAJ 23.03.2013, 10:10 23.03.2013, 10:10
Dönüşümün rantı vatandaşa!
banner66

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, “Evinin risk altında olduğunu düşünen vatandaşlar dönüşüme karar verecek, müteahhitle anlaşmaya varacak. Anlaşma noktasında biz plan revizyonları için devreye gireceğiz” dedi.



Bursa’da kentsel dönüşüm sürecinin en önemli aktörlerinden biri olan ve icraatlarıyla kentin siluetini önemli ölçüde değiştiren Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Konut ve Yapı Gazetesi’ne konuştu. Kentsel dönüşüm ve Büyükşehir’in çalışmaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Altepe, bu süreçte vatandaşla aynı dili konuşmaya gayret gösterdiklerini söyledi. Bursa’nın deprem konusunda riskli bir bölgede bulunduğuna da değinen Altepe, vatandaşların dönüşüm yolculuğunda lokomotif bir rol üstlendiğini de kaydetti. Kendilerine yapılan eleştirileri ‘zaman kaybettirmeye yönelik çabalar’ olarak niteleyen Başkan Altepe, yeşil Bursa’nın dokusunu korumak adına birçok projeyi hayata geçirmenin mutluluğu içinde olduğunu ifade etti.



Konut ve Yapı:
Kentsel dönüşümü hayata geçirerek, yaşanacak muhtemel bir depremden Bursa’yı korumayı amaçlıyorsunuz. Peki, bu dönüşüm olmazsa kenti ne gibi tehlikeler bekliyor? Mevcut haliyle Bursa depreme hazır mı?



Recep Altepe:
Mevcut haliyle sadece Bursa değil, Türkiye depreme hazır değil. Eğer hazır olsaydı Kentsel dönüşüm bugün Türkiye’nin en önemli sorunu olmazdı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye genelinde 20 milyon konuttan 6,5 milyonunun mutlaka yenilenmesi gerektiğini ilan etti. Genel hatları ile Bursa’yı baz aldığımızda tablo pek farklı değil. Çünkü 600 bini aşan mevcut yapı stokumuzun büyük bir kısmı 1999 yılı öncesi yapılmış. Oysa 1999 depreminden sonra yapı ve deprem yönetmelikleri yenilendi. Dolayısıyla 1999 yılından önce yapılan tüm binaların gözden geçirilmesi şart.



Kentsel dönüşüm bu olası kayıpları ne ölçüde azaltabilir?



Kentsel dönüşüm kayıpları büyük ölçüde azaltacaktır. Yeni yapılaşma mevcut yönetmeliklere uygun olarak inşa edileceğinden hem maddi hasar hem de can kaybı en aza inecektir. Ancak hedef can kayıplarını ortadan kaldırmaksa eğer, yapılaşmanın yoğun olduğu bölgelerde dönüşüme gidilmeli. Eski binalar kaldırıp, yeni ya yeni binalar ya da yeşil alanlar ve sosyal donatı alanları yapılmalı. Bizim bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz ve kentsel dönüşüme farklı bir model olacak çalışmalarımız var. Yol, spor alanı, park ve bahçe yapımı gibi işler için son 4 yılda 800, 9 yılda da 2300’ün üzerinde riskli binayı yıktık. Neredeyse her gün bir binanın yıkımını yapıyoruz. Bu yıkımlarla hem riskli yapı stoku eritilirken hem de semtlerimiz yeni yollara, spor alanlarına ve meydanlara kavuşuyor. Bizim kaldırdığımız 2300 binanın olası bir depremde yıkılma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünürken, ne kadar önemli bir dönüşümün gerçekleştiği anlaşılır.



Büyükşehir Belediyesi, kentsel dönüşümde vatandaşla aynı dili konuşuyor mu?



Biz kentsel dönüşümde vatandaşla aynı dili konuşmaya büyük gayret harcıyoruz. Bu nedenle 2300 kişinin evini yıktık ve buralara sosyal donatı alanları ve yollar yaptık. Bunların tamamını vatandaşlarla büyük bir uzlaşı içinde gerçekleştirdik. Çünkü bir vatandaşın evini yıkarken, onu mağdur etmemek için tüm imkânlarımızı zorluyoruz. Kamulaştırma çalışmalarında vatandaşımız lehine kararlar almaya çalışıyoruz. Ancak şu kesinlikle unutulmamalı. Özellikle kentsel dönüşüm yasasının fazlaca konuşulduğu günümüzde toplumda bir yanlış anlama yaygınlaştı. Halkımız sanıyor ki devlet gelecek, evi yıkacak, yerine yenisini yapıp vatandaşa teslim edecek. Böyle bir uygulama yok. Dönüşüm öncelikle bireylerde başlayacak. Örneğin bir semtte evlerinin riskli olduğunu düşünen vatandaşlar, öncelikle dönüşüme karar verecek. Dönüşüm için müteahhitle anlaşmaya varacak. Anlaşma noktasında biz belediye olarak belki plan revizyonları için devreye gireceğiz. Devlet de vatandaşlara uygun ve uzun vadeli kredi noktasında devreye gidecek. Yoksa olayı sadece devletin sırtında görmek yanlış. Dönüşümü başlatmak tamamen vatandaşın elinde.



Bu süreçte ortaya çıkan engeller ve muhalefet, hedeflerinize ulaşmanızda sizi nasıl etkiliyor?



Açıkçası bizi fazla olumsuz etkileyen bir durum söz konusu değil. Biz yapılacakları anlatıyoruz, projelerimizi sunuyoruz, halkın görüşlerini alıyoruz. Herhangi bir konuda yüzde 100 anlaşma zaten beklemiyoruz. Ancak dönüşüme en az hak sahiplerinin yüzde 95’i onay vermeli. Aksi halde biz belediye olarak girmeyi uygun görmüyoruz. Çünkü bu dönüşüm o bölge insanı için yapılıyor. Dönüşümle sağlanacak değer artışı yine o bölge insanına katkı sağlayacak. Engellemeler ya da muhalefet en fazla zaman kaybettirir.



Bursa’da Yıldırım ve Osmangazi ilçelerinde kentsel dönüşüm projeleri bir bir ortaya çıktı ancak mevcut açıklanan bölgelerin haricinde dönüşüme ihtiyacı olan bölgeler nereler? Sizin bu konuda tüm Bursa’yı kapsayacak şekilde planlamalarınız var mı?



Başta da söylediğim gibi biz zaten 5 yıl Osmangazi’de son 4 yıldır da Büyükşehir genelinde kentsel dönüşümü uyguluyoruz. Binaları yıkıp, yerine aynı yoğunlukta bina yapmak yerine, planlarda olmasına rağmen, uygulamada bulunmayan yolları, sosyal donatı alanlarını ortaya çıkarıyoruz. Sadece Soğanlı 30 metrelik imar yolunun hayata geçirilmesi için ilk etaptı; 245 binanın 234’ünü yıktık. Bu o bölge için büyük bir dönüşümdür. Yine Cilimboz deresinin taşması sonucu sular altında kalan dere yatağındaki 42 binayı kamulaştırarak ortadan kaldırdık. Böylelikle hem o bölgedeki riskli binalar ortadan kalktı hem de bölge ayrıcalıklı bir rekreasyon alanına kavuştu. Dönüşümden anladığımız eğer riskli binaların ayıklanması ise biz Büyükşehir Belediyesi olarak bunu en iyi şekilde gerçekleştiriyoruz.



Kentsel dönüşüm denilince hemen ‘rant’ sesleri yükselmeye başlıyor. Bu düşüncelere karşı ne cevap vermek istersiniz?



Siz eğer 30-40 yıllık, deprem yönetmeliklerine aykırı bir binayı yıkıp, yerine günün teknolojileriyle, tüm yönetmeliklere uygun, daha çağdaş ve konforlu bir bina yaparsanız, burada değer artışı kaçınılmaz olur. Bizim burada en fazla dikkat ettiğimiz konu, bölgede oluşacak rantın, yine o bölge sakinlerine pay edilmesi. Doğanbey Kentsel Dönüşümü bu açıdan iyi bir örnektir. 4 mahallenin ortadan kaldırılmasıyla oluşan Doğanbey’de dairelerin tamamı oradaki yer sahiplerine teslim edildi. Biz dışarıdan birilerini getirip, orada daire sahibi yapmadık. Değer artışı sadece hak sahipleri için oldu. Bunun yanında üzerinde çalıştığımız Akpınar – 1050 Konutlar kentsel dönüşüm projesinde de aynı sistem üzerinde çalışıyoruz. Mevcut 2300 konutun bulunduğu bölgeye yine 2300 konut yapacak şekilde planlamalarımız sürüyor. Bu konuda hak sahipleri ile görüşmelerimiz devam ediyor. Evet, doğal olarak orada da bir rant ortaya çıkacak ama o rantın sahibi yine bölge halkı olacak.



Bursa, kentsel dönüşümle birlikte yeni yapılan projelerin yükselmesiyle ekonomik değeri de yükselen bir şehir haline geliyor.
Sizce gelecekte Bursa’nın en değerli bölgeleri nereler olacak?



Değer açısından Bursa’yı bölgelere ayırmam söz konusu değil. Ancak şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki Nilüfer’de ne varsa hizmet anlamında Kestel’de de Gürsu’da da olacak. Bizim hizmet politikamız tamamen vatandaş odaklı. Hiçbir vatandaşımızı bir diğerinden daha üstün ya da aşağıda görmek gibi bir durumumuz yok. Bu nedenle batıda raylı sistem vardı, doğu hattını hemen devreye aldık. Kestel’e, Gürsu’ya yüzme havuzları yaptık. Tüm projelerimiz hayata geçtiğinde Bursa’nın her köşesi birbirinden değerli hale gelecek.



Bir diğer önemli hususun da çevresel faktörler olduğunu düşünürsek, kentsel dönüşüm yapılırken Büyükşehir Belediyesi, yeşil Bursa’nın dokusunu korumak adına ne gibi çalışmalar yapıyor?



Şunu net bir şekilde söyleyebilirim ki biz 4 yıl içinde hiçbir yeri yapılaşmaya açmadık. Mevcut planları uyguluyoruz. Ovayı korumak adına gerek koruma bantları oluşturmak gerekse kaçak yapılaşma ile mücadele çalışmalarını aralıksız sürdürüyoruz. Yeşil Bursa’nın mevcut durumunu korumaktan öte Bursa’yı daha da yeşil bir kent haline getirmek için de önemli projeleri bir bir hayata geçiriyoruz. Dikkaldırım bölgesinde hayata geçirdiğimiz Hüdavendigar Kent Parkı 510 bin metrekarelik alanı ile Kültürpark’tan bile daha büyük bir yeşil alan olacak. Bunun yanında 250 bin metrekarelik Zafer Parkı, 300 bin metrekarelik Vakıf Parkı, Yıldırım Sağlık Parkı gibi mahallelerde hayata geçirdiğimiz küçük parklarla bu dönem 2 milyon metrekareden fazla yeni yeşil alanı Bursa’ya kazandırıyoruz.

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
12°
parçalı bulutlu
banner61
banner62
banner89