Emiroğulları'nda başarının sırrı “güven“

RÖPORTAJ

Emiroğulları İnşaat Genel Müdürü İbrahim Hakkı Demir'den çarpıcı tespitler.

Emiroğulları İnşaat olarak 2011 yılında yap-sat ile sektöre adım attıklarını belirten Emiroğulları İnşaat Genel Müdürü İbrahim Hakkı Demir, “Emiroğulları inşaat 1992 yılında kurulmuştur. Şirketin kurucusu abimdir. Bütün işlerimizi 2009 yılında tek firma adı altında birleştirdik. 3 ayrı firmamız vardı ve biz bunu tek çatı altında birleştirdik. 2010 da başladığımız birleşme işlemi 2013 yılında tamamlandı ve bunu Bursa’da yapan sayılı firmalardanız. 2011 yılında yap-sat işine girdik. Bursalı firma olarak 2012 yılında, bize göre ilk olan profesyonel satış ofisini biz kurduk. 2012 yılının kasım ayından sonra inşaat yap-sat sektörü ağırlıklı, inşaat malzeme tedariki, mermer ve galeta kafe olarak bütün alanlarda faaliyet gösteriyoruz” dedi.

Şirkette 4 ortak olduklarını söyleyen Demir “Üçü kardeş biri amcaoğlu olmak üzere 4 ortağız. ‘Güven olmazsa, ticaret olmaz.’ Bu en önemli kuraldır. Güvenin olabilmesi için de bunu destekleyecek tanımların yer alması lazım.  Bunlar itibar, ahlak, verilen sözlerin verildiği şekilde yerine getirilmesi gibi örnekleyebiliriz. Her zaman için lafla güven tesis edilmiyor. Şirketi yönetenlerden çalışanlara kadar herkesin bu kurallara uyması gerekir” diye konuştu.

Yalanın her türlüsünü bile reddediyorum…

Ticaret yaparken ufak tefek yalan söylemen gerekir sözlerini kesinlikle ret ettiklerini söyleyen Demir, yalanın ticaret için çok tehlikeli olduğunu dile getirdi. Demir, “Biz ticarette güveni esas alıp güvenin içini dolduracak olan kavramları da en az bir o kadar önemsiyoruz. Güveni tesis ayrı bir konu bunun devam ettirilmesi ayrı bir konudur” diye konuştu.

Bizi iyi hatırlamalarını istiyoruz…

Müşterileri tarafından iyi hatırlanmak ve tanınmak istediklerinin altını çizden Demir, “Bizim o insanlarla ilişkimiz evi satınca bitmiyor, ömrü boyunca devam ediyor. Biz bu ilişkinin iyi anlamda devam etmesi tarafındayız. Biz ürünü sattık işimiz bitti gibi davranışlar sergilemeyiz.  Bundan 30 sene sonra satış gerçekleştirdiğim bir müşterimle karşılaştığımda onu tanımalıyım ve ilk gün satış yaptığımda olduğu gibi içtenlik ve samimiyetle karşılamalıyım” dedi.

“Bizim yeni müşterilerimizin %40’ı daha önceki müşterilerimizin tanıdıklarından oluşmaktadır” diyen Demir, şunları kaydetti:

“Yani bize gelen 10 müşterinin 4’ü daha önceki müşterilerimizin tavsiyeleriyle gelmiştir.  Şirket ortaklarımızın hepsi üniversite tahsilli ve kendini yenileyen yapıya sahiptir. Bu sebeple biz klasik müteahhit mantığında değiliz.  Biz ortaklar olarak farklı alanlardan, farklı bakış açılarından uzlaşabilme kültürüne sahibiz. Dolayısıyla karar alıp bu kararları uygulama mekanizması geliştirebiliyoruz. Piyasayı ve de teknolojiyi elbette yakından takip ediyoruz ancak kadim kurallar vardır bu kuralları da unutmuyoruz. İnsana değer vermeyi neye tercih edebilirsiniz. İnsanın en savunmasız olduğu ve kendini en güvende hissettiği yer evidir. Şimdi ev satacaksın ama ev sakat. Böyle bir şey olamaz.  Yaklaşım, düşünce anlamında farklıyız. Konut alacak insanlar şunu yapsın; bunu yapan firma kim?, yetenekleri ne?, teknik kabiliyeti gücü ne? gibi soruları sorsun. Bu işi yapan kişi sektörün içinden mi geliyor, mimar mı? Mühendis mi? diye düşünülmeli. Elbette bir mimar veya mühendis de yanlış yapabilir ama bile bile yapamaz. İşinin ehli olması gerekir.  Birde mimar mühendis değil ama kendisine çok iyi bir kadro kurup işlerini düzgün yapan birisiyle de çalışılabilir. Mimar ya da mühendis yerine tercih sebebi olabilir. Sonuç olarak kara alacak mercii güçlüyse hatalı iş kolay kolay çıkmaz.  Müşteri önce gidip 3-4 ürün beğenecek ardından bu kriterlerden geçirecek. “

Konut almak için iyi bir zaman…

“Şuan konut almak için çok iyi bir zaman olduğunu düşünüyorum” diyen İbrahim Hakkı Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’de yılda bir sefer çok güzel fırsatlar ortaya çıkmakta son birkaç yıldır. Şuan dolar çok yukarda. Doları olanların bozdurup konut alma zamanıdır. Dolar yükseldi ancak konut fiyatlarına henüz yansımadı. Ama her ana %15-20 konut fiyatları artabilir.  Şuan alıcıların iki kere kar etme şansları mevcut, birincisi yüksek kur farkından faydalanıp dövizi bozarak parayı çoğaltmak, ikincisi ise zamlanmamış konuta yönelip yatırım yapmak. Oturmak için alacaklar içinde bir avantaj çünkü oturdun ev bir kere daha değer kazanacaktır. Kredi kullanacak olanlar içinde bence bir risk bulunmamaktadır. Çünkü şuan faiz oranı yüksek ama o oran düştüğü zaman yapılandırma şansları var. Zaten faiz oranları artınca fiyatlar artacağından yine yüksek fiyatla almaları onlar için bir risk olmuyor. Mülkün değeriyle birlikte kira değerleri de buna göre artmaktadır. Faiz oranı mülk alırken ama aman takılabilecek bir durum değil. “

Mudanya’ya 3 yeni proje…

Emiroğulları İnşaat olarak Mudanya’ya 3 yeni proje armağan edeceklerini kaydeden Demir, bunların isimlerinin Mavi Yeşil, Manzara 1 ve Manzara 2 olduğunu söyledi. Demir, “Şuan satışlarına başladık, reklam çalışmalarını da yürütüyoruz ve muhtemelen bir ay içerisinde temelleri atacağız. Halitpaşa mahallesindeki mavi yeşil projesinde, apartman kültüründen mahalle kültürüne geçiş yaptık. Sosyal alanlarının bol olduğu, komşuluk ilişkilerinin tekrar yaşanabileceği bir site oluşturmak istedik. Hatta mahalle oluşturmak istedik çünkü 140 daire var projede.  Mavi yeşil projemizin yanında manzara2 adlı ilbet proje var ve bunun altına ticari alan oluşturacağız ki ihtiyaçlar oradan karşılanabilsin. Projemize yönelik şuana kadar olumsuz eleştiriyle yaklaşan olmadı.  Site içine ihtiyacı karşılaması adına kreş yapacağız.  Diğer projelerimiz nitelik olarak mavi yeşil kadar olmasa da işçilik olarak aynı kalitededir.  Manzara’da havuz, çocuk oyun alanı, kamelyalar var. Alan ve imar mevzuatları önemli çünkü bir yerden sonra sizin yapacaklarınızı kısıtlamaktadır. Hatta biz plan değişim talebinde bulunduk tamamını birleştirelim, yükseklik 3 değil 5 kat olsun, daha az blok olup daha fazla yeşil alan olsun diye. Ancak belediye yönetimi kendince haklı sebeplerden dolayı ret etti. Mevcut imar planına göre projemizi bu kadar yapabildik” dedi.

Terminale kayıkla gitmek isterdim…

Bursa’nın önemli su kaynaklarının olduğunu fakat bu kaynakların ulaşımda kullanılamadığına dikkat çeken İbrahim Hakkı Demir, “İstenildikten sonra yapılmayacak bir şey yok. Ben terminale kayıkla gitmek isterdim. Suyumuz var ama ulaşımda kullanamıyoruz. Derelerimizi bu konuda kullanabiliriz. Eskiden zordu ama şimdi bunlar hayal değil. Plan projeleri hazırlanarak uygulanması ve yapımının çok zor olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.

İstanbul Bursa’dan daha yeşil…

“Bursa yeşil şehir ancak daha fazla yeşil olmamız gerekiyor” diyen İbrahim Hakkı Demir, “Şehrin tamamına yayılan bir yeşillik şart. İstanbul bazı durumlarda Bursa’dan daha yeşil. Çünkü şehir planlarında dağılan bir yeşillik var. Bizde bir bütünlük içerisinde Kültürpark Hüdavendigar parkı gibi yeşil alanlarımız var. Bursa’da tarihi mekanlar ve de camiler olmasa bu yeşil alan problemi daha da artacaktır.  Nilüfer’de tarihi mekan belki yok ama yıldırım ve Osmangazi’deki tarihi alanları çıkarsak yeşil alan yok neredeyse. Bursa Su’dan ibarettir ve yeşildir ancak bunları üst üste koyduğumuzda çelişir hale gelmişiz” şeklinde konuştu.

Kentsel değil bina dönüşümü yapıldı…

Kentsel dönüşüm çalışmalarını yakından takip ettiklerini söyleyen ve bu çalışmaların çetrefilli işler olduğunu ifade eden Demir, “Şuana kadar yapılanlar kentsel dönüşün değil bina dönüşümü olarak yorumluyorum. Kentsel dönüşümden benim anladığım çözülemeyen alanların dönüşümüdür. Örneğin; Dikkaldırım, Sırameşeler’in sol alt tarafı,  Ankara yolunun altı dediğimiz bütün alanlar, Bağlarbaşı gibi alanların dönüştürülmesidir. İstanbul yolu üzerinde bir bina kentsel dönüşüm yapıldı, kentsel dönüşüm değil o bina dönüşüm yapıldı orada. Kentsel dönüşümün maksadı riskli binaların yenilenmesiyle riskli alanlardaki binaların yenilenmesidir. Riskli alan tanımı biraz sıkıntılı. Alanın riskli olması binanın riskli olduğu anlamına gelmez önlemini alırsan.  Şuana kadar halen bir kentsel dönüşüm projesi Bursa’da yapılmadı sadece alandaki boş bir alana yeni bina yapıyoruz ve ona kentsel dönüşüm adını veriyoruz.  Bence mevcut binaların temizlenmesi ve ona göre dönüşüm yapılmalı. Ancak zor bir süreç olduğu açıktır” dedi.

Arap furyası…

Arap yatırımcılar konusunda şehir efsanelerinin dolaştığını iddia eden İbrahim Hakkı Demir, “Arap furyası diye bir söylenti yaydılar ve ben buna göre hareket eden arkadaşlara çok da güvenmeyin diyorum. Trabzon’da Arap yatırımcı sayısı artmış durumda. Geçen sene 110 adet satılırken bu sene 178’e çıkmış bu sayı.  Bakıldığında yüzde 60 civarı bir artış ama kıymeti yok sayı olarak 60 tane artmış. Yani 5 bin tane konut satıyorsun 60’ını Arap almış toplam payın içinde bu bir anlam ifade etmiyor. Bursa’da birara bizim projelerimize de teklifler geldi. Gelin masaya oturun dedik ancak hiçbiri gelip oturmadı. Bursa’da yüzlerce proje yapılıyor, Arapların aldıklarını toplayınca bir proje büyüklüğüne varmıyor. Arap yatırımcı konusu biraz şehir efsanesi durumunda bana göre.  Diyelim ki ben 100 dairelik Araplara proje yaptım ama sadece 10 daireyi aldılar. Geri kalanını ben kendi müşterimize satamıyorum.  Müşterinin sözleşmesini de fes edemiyoruz. İstanbul’da blok olarak satıyorlar avantajlı oluyor. Türk halkı halen çok kültürlülüğe alışmadı ve de Araplarla yaşama noktasında da bir direnç olduğunu görüyorum” şeklinde konuştu. 

Riske girmenin anlamı yok

İbrahim Hakkı Demir, Bursa’nın gelişen bir piyasa olduğunu ve yerli müşteri varken böyle bir riske girmenin anlamı olmadığını dile getirdi.

Erken seçimin sonuçlarını bekliyoruz…

1 Kasım’daki erken seçim hakkında konuşan Emiroğulları İnşaat Genel Müdürü İbrahim Hakkı Demir, şunları kaydetti:

“Türkiye’de seçim varsa her şey duruyor. 2016 için Kasım seçimlerini bekliyoruz. Seçimden ne çıkarsa ona göre hesap yapacağız. O iyidir ya da bu kötüdür diye bir düşüncemiz yok. Bütün tedbirleri alma imkanına sahip olursak alacağız şayet alamazsak da ona en yakın olanını alacağız. Dolayısıyla her seçenek için bir alternatif üretmemiz lazım. Dinamik bir piyasa, geçici bir hükümet olmasına rağmen piyasada bir hareket var”

Otobandan önce ve otobandan sonra…

Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolu projesinin tamamlanmasının ardından Bursa’nın, hem ticari hem de sosyal  anlamda önemli gelişimlere açık olduğundan söz eden Demir, “Köprüden önce, köprüden sonra, otobandan önce, otobandan sonra. Otoban geldiği anda Bursa’da çok şey değişecek. Hem ticari hayat için hem de sosyal hayat için geçerli bu durum. Bursa nüfusunun 2023-2030 arasında 7,5 milyona çıkacağı söyleniyor. Türkiye’de inşaat sektöründe kentsel dönüşüm muhabbeti devam ettiği sürece 20 yıl işimiz var ve sadece konut sektörüyle alakalı.  17 milyon tane konut stoku var ve bunların hepsinin yenilenmesi lazım.  Dinamik piyasa dedik, dinamik olan bir şey iyileri tutar, kötüleri atar” dedi.

İbrahim Hakkı Demir, sözlerini “Firma olarak aldığımız karara göre 50 dairenin altındaki projelere girmiyoruz çok özel olmadıkça. Her şeyi ben yapayım derdimiz yok. Rakip olarak gördüğümüz insanlarla bile birlikte çalışıyoruz. Ufacık bir pastayı neden paylaşamayalım ki” diyerek tamamladı.

 

Yorum yapabilmek için lütfen sitemizden üye girişi yapınız!
Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.