Yeni sistemin en kritik tarafı, artık hiçbir belgenin “tek başına” yeterli kabul edilmeyecek olması. Bir fatura, yalnızca kağıt üzerinde var diye güvenilir sayılmayacak; arkasındaki şirketin vergi kimlik numarasından faaliyet konusuna, banka kayıtlarından işlem geçmişine kadar pek çok unsurun kontrol edilmesi gerekecek. Yani gayrimenkul danışmanları için her adımda daha derin bir teyit süreci başlayacak.
Aynı şekilde sözleşmeler, ödeme dekontları ya da imza belgeleri yalnızca imzalanıp dosyaya kaldırılmayacak. Bunların dijital ortamda arşivlenmesi, erişim kayıtlarının tutulması ve gerektiğinde geriye dönük olarak denetlenebilir olması şart hâline geliyor. Bu, yalnızca düzenleyici kurumlara karşı değil, sektör içindeki profesyonel güven açısından da belirleyici olacak.
Şirketler için iç prosedürler de önem kazanacak. Rastgele yapılacak kontroller, çift onay mekanizmaları ya da personel eğitimleri, olası hataların önceden fark edilmesini sağlayacak. Böylece riskli bir belge ya da işlem, denetime takılmadan önce şirket içinde bertaraf edilebilecek.
Elbette tüm bu süreçlerin sağlıklı yürümesi için mali müşavirler ve hukukçularla iş birliği de kritik. Denetim başlamadan önce yapılacak risk analizleri, gelecekteki olası cezaların önüne geçebilir. Dolayısıyla gayrimenkul sektöründe danışmanların yalnızca sahadaki işleriyle değil, masadaki mali ve hukuki disiplinle de ilgilenmeleri zorunlu olacak.
Artık gayrimenkulde sadece “sahada iyi olmak” yetmeyecek. Dijital süreçlerdeki disiplin, belge kontrolü ve iz bırakma kabiliyeti; denetimden korunmanın anahtarı olacak. 1 Ekim 2025’ten itibaren “bilinmeyen” ya da eksik belgeler tartışma konusu olmayacak. Güncel, şeffaf ve izlenebilir kayıtla hareket edenler avantajlı çıkacak.