banner94

banner77

banner69

banner88

Yerli üretim ve Ar-Ge çalışmaları teşvik edilmeli

Sektörel Buluşma’da bu ay “İnşaat sektöründe yerli ve ithal malzemelerin yeri” konusunu işledik.

RÖPORTAJ 08.02.2014, 11:50 08.02.2014, 11:50
Yerli üretim ve Ar-Ge çalışmaları teşvik edilmeli
banner66
Giderek büyüyen inşaat sektörünün yerli üretime ve ARGE çalışmalarında desteğe ihtiyacı olduğunun vurgulandığı Sektörel Buluşma’da, yerli yapı malzemelerinin bulunduğu ancak hammadde de bağımlılık yüzünden yüzde yüz yerli bir üretimin söz konusu olmadığı belirtildi. Katılımcıların ortak görüşü olarak öne çıkan hammaddeye yönelik yerli üretimin devlet tarafından desteklenmesi değerlendirmesi, sektörün geleceği açısından oldukça önemli bir noktada duruyor. Ayrıca iş gücü, sektörün niteliği, devlet teşviki, teknoloji ve birçok konunun ele alındığı buluşmada sektöre yönelik nitelikli bir toplantı gerçekleştirildi.

İnşaat 16 Grubu Derneği Başkanı, İnonova İnşaat'tan Şener Akkan, Akat İnşaat’tan Kemal Karasu, Karakaşgil İnşaat’tan Doğan Karakaş, Bağlar İnşaat Hafriyat’tan Yunus Yıldırım, Yapıland’dan Mehmet Atalan, Asalpaslan İnşaat’tan Kubilay Alpaslan ve Akburtem Şirketler Grubu’ndan Serkan Şengül’ün katılımıyla gerçekleştirilen 25. Sektörel buluşmada yerli üretim masaya yatırıldı.

Şener Akkan

İnonova İnşaat

İnşaat 16 Derneği Başkanı

Sektör İthal Malzemeye Değil Hammaddeye Bağımlı

“İnşaatta kullanılan malzemenin birçoğu yerli malzemelerdir. Ancak bu malzemelerin üretilmesinde kullanılan hammaddeler ithaldir.  Yani yapı kimyasallarının kimyasında kullanılan ve yapı taşı olan hammadde, ithaldir. Yapı malzemelerinin yerli olmasından kastettiğimiz kısım çok önemlidir. Ancak hammaddenin harmanlanarak, çeşitli mühendislikler ile malzemenin üretilmesini sağlayarak ve poşetlenerek ya da ambalaj halini aldırarak bize getirilmesi kısmını değerlendirirsek, bu malzemeler yerli malzemelerdir. Yerli malzeme üretimi ülkemizde yapılıyor. Hammaddeyi biz üretiyorsak ve bu hammaddeyi yurt dışına satabiliyorsak bu ülke için faydalı üretimdir.  Biz hammaddeyi üretiyorsak bugün cari açığı, bütçeyi, ihracatı konuşalım. Ülkeye faydalı olan üretim budur. Devletin çeşitli sektörlerde sigorta primi, maaş desteği gibi teşvik paketleri uygulanıyor. Bu teşvik paketlerinin sektörümüzde de uygulanması önemlidir. Hammaddeyi üretmek ciddi bir yatırım gerektiriyor. Devlet ya yanımızda olmalı ya da önümüzde olmalıdır. Sektör olarak ithal malzemeye değil hammaddeye bağımlıyız”

Döviz Kurundaki Artış Projeleri Etkiliyor

 “Doğal kaynak ve teknoloji hammadde için önemli. Türkiye topraklarında mevcut kaynaklar var. Bazen bu hammadde yurt dışına gönderiliyor ve işlenerek Türkiye’ye geri geliyor. Mermer sektöründe biz bunu çok iyi bir şekilde yaşıyoruz. Çinliler Türkiye’ye geliyor sprey boyalarla işaretleme yapıyor ve malzeme Çin’e gönderilerek şekilleniyor, işleniyor. Ayrıca döviz kuruna bağlı olarak hammadde fiyatlarında olan artışlar önemli bir biçimde projeleri etkiliyor. Belki 5-10 dairelik bir projede bu kur farkı önemli bir rakam olarak göze çarpmayabilir ancak 50-100 konutluk bir projede bu kur farkları ciddi fiyat artışlarına neden olmakta. Özellikle ince malzeme olarak sınıflandırılan alçı, boya, izolasyon malzemesi gibi malzemelerde kur farkı önemli fiyat artışlarına neden olmaktadır. Hammadde fiyatlarının yükselmesi ithal malzeme fiyatlarını yükselmesine neden oluyor”

Kemal Karasu

Akat İnşaat

İnşaat 16 Grubu Derneği Yönetim Kurulu Üyesi

Standartlar Oluşturulmalı

Yerli üretim girişimci insanların desteği ile mümkündür. İnşaat sektöründeki malzemelerin ne kadarı yerli? Bugün yerli ürünün kapasitesi yetmediği için mecburen yurt dışından ithal ettiğimiz malzemeler var. Devletin teşvikler ile biz girişimcilere destek olması gerekiyor. Bu konuda devletin bir birim veya kurum kurarak çalışmalar yapması gerekiyor. Özel sektör olarak biz her şeyi yüklenemeyiz. Bu konuda devletin ön ayak olması, teşvik uygulamaları ile bize bir adım fazla attırabilmesi gerekiyor. Sektör standartları oluşturmak zorundadır. Otomotiv sektöründe her şey milimi milimine istendiği halde inşaat sektöründe böyle bir uygulama maalesef yok.

Doğan Karakaş

Karakaşgil İnşaat

Kaba Malzemede Yerli Üretim Tercih Ediliyor

Yerli üretimin ne düzeyde kullanıldığı projeden projeye değişiyor. Ancak devlet ihalelerinde ağırlıklı olarak yerli üretim kullanıyoruz. Binlerce çeşit kalem mal olan sektörümüzde ithal malzemenin daha kaliteli olduğunu görüyoruz.  Kaba malzemeye baktığımızda tuğla, beton, demir gibi konularda kaliteliyiz. Ancak son ürün olarak baktığımız zaman bir aydınlanma armatürü veya kombi gibi malzemeye yöneldiğimizde ithal malzeme tercih etmek zorunda kalıyoruz. Ancak kaba malzemede yerli üretimi tercih ediyoruz. Yerli ve ithal malzeme kullanımı konusu çok göreceli bir kavram diyebilirim. Örneğin, Bursa Görükle’de yapılan bir konut projesi ile İstanbul Levent’teki bir konut projesini ele alacak olursak eğer, belki de Levent’teki projenin duvarında bile ithal malzeme kullanılıyor. Ancak Türkiye’nin başka bir yerinde yapılan bir konut projesinde tüm malzeme yerli malzemeden seçilerek kullanılabiliyor.

Yunus Yıldırım 

Bağlar İnşaat Hafriyat

Geri Dönüşüm Acil İhtiyaçtır

Kentsel dönüşüm projelerinden ötürü inşaat üretiminde Bursa öncü kenttir. En yoğun inşaat üretimi Bursa’da yapılıyor.  Kentsel dönüşümde enkaz döküm alan sıkıntısı var. Geri dönüşüm sistemlerine Bursa’da acil ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak Bursa’da yer olmadığı için Bursa dışına bir yerler kullanılması planlanıyor. Ancak bizlerin talebi bu konuda hafriyat döküm alanı yerine geri dönüşüm alanının oluşturulmasıdır.

Mehmet Atalan

Yapıland

Balık Baştan kokar

Türkiye’ye baktığımızda son dönemde çok fazla yabancı sermaye girdi. Yabancı firmaların ARGE yapısı çok iyi. 5-10 bin kişilik ARGE ekibi olan firmalar var. Çok iyi fizibilite yapabiliyorlar. Bizim bu konuda en büyük açığımız bulunduğumuz ortamda fizibiliteyi çok iyi yapamıyoruz. Belki bu Bursa için yapabiliyoruz ama Türkiye için yapamıyoruz. Yabancı sermaye Türkiye’ye gelecekse Asya’yı direkt fizibilite ediyorlar. Baktığımızda bence Türkiye’nin 30 yıl önce bu halde olması gerekiyordu. Ancak sürekli ters giden olaylar ekonomiyi etkiliyor. Siyaset ekonomiyi, ekonomi siyaseti etkiliyor derken hepsi aslında birbirini etkiliyor. Gönül isterdi ki biz her şeyimizi burada Türkiye’de yapalım, burada üretelim fakat yabancı sermayeye muhtaç kalıyorsunuz. Bu balığın baştan kokması ile alakalı. Balık yön verecek kuyruk oraya gidecek. Bu işler yatırımlarla oluyor. Biz bizden sonraki nesilden bunu bekliyoruz. Bunun içinde mücadele ediyoruz kendimizce. Türkiye daha iyi yerlere gelecek. Kendi üretimini kendi yapacak. İthalatını belki de ihracatını kendi yapacak. Bunları umutla bekliyoruz ve bence güzelde bir ışık görünüyor.

Kubilay Alpaslan

Asalpaslan İnşaat

Devletin Denetimi Gerekiyor

Yerli üretim yapan firmalar kalmadı. Yabancı menşeili firmalar yerli üretim yapan firmaları satın alıyorlar. Biz yerli üretime yönelmek istesek bile bu alım satımlar nedeniyle pek mümkün olmuyor. Yüksek rekabet yerli firmaları yoruyor. Yapı kimyasal sektörüne baktığımız zaman binlerce yerel firma var. Bu nedenle devletin bir kurum veya sistem kurarak yapı kimyasal sistemini denetime alması ve eksiklerini gidermesi lazım. Bir firma, fabrika kuruyor onlarca eleman alıyor arge ve diğer sistemlerini kurarak yapı kimyasal üretiyor diğer bir yandan bir başka firma 1-2 personelle diğerinin üçte biri fiyatına ürünü üretiyor ve pazara çıkarıyor. Büyüme yolundaki yerli firma bu çaptaki firmalarla baş edemiyor ve firmalarını yabancı firmalara satıyorlar. Yabancı firmaların en büyük artısı markalaşmayı önemsiyor bizler ise markalaşmayı önemsemiyoruz.

Serkan Şengül

Akburtem Şirketler Gurubu

Kahveler Dolu Biz Vasıfsız Eleman Bulamıyoruz

İş makineleri ve iş gücü tedarikçisi olarak inşaat sektörünün içerisindeyiz. Bursa özellikle otomotiv yan sanayinde önemli devlet teşvikleri aldı. Özellikle ARGE konusunda önemli destekler aldı. Ancak inşaat sektöründe üreticilere yön verecek böyle bir destek olduğunu görmedim. Firmalar ne kadar uygun rakamlara inşaatı yapabilirse dönüşü de o kadar kolay oluyor. Yani ödemelerini alabiliyorlar, satışlarını yapabiliyorlar ve piyasa döngüsü hızlı oluyor. Türkiye’de işsizlik olduğunu kabul etmiyoruz. Kahveler dolu olduğu halde biz vasıfsız eleman bile bulmakta zorluk çekiyoruz. İnşaat sektöründe eleman ihtiyacı yüksek ama çalışacak personel bulmakta zorlanıyoruz. Devletin işsizlik ödeneğini kesmesi gerektiğine inanıyoruz. İşsizlik maaşı alanlar sigortasız çalışmayı talep ederek ek gelir elde etmek istiyorlar. Biz inşaat sektörü olarak sigortasız eleman çalıştırma lüksü olmayan bir sektörüz. Şunu açık şekilde ifade etmem gerekiyor ki biz vasıflı ve vasıfsız eleman bulmakta zorlanıyoruz. İnşaat sektöründeki en önemli argümanlarından birisi olan iş ve hafriyat makinelerinin çoğu ithal olduğu için herhangi bir arıza meydana geldiğinde veya parça değişiminde yurt dışından ekip ve malzeme bekliyoruz bu da hem vakit kaybına hem de yüksek maliyetlere neden oluyor. Türkiye’de 2-3 firma var yerli olarak ve büyük makineler konusunda onlarda bazen yetersiz kalabiliyorlar. Bu konuda bir sanayi çalışması lazım diyebiliriz. Yine iş makinelerini kullanacak kalifiye personel bulmakta zorluklar yaşıyoruz. Kalifiye personel sıkıntısı bizlerinde sorunu olmaya devam ediyor. Gelecekte usta bulmayı bıraktık çırak bile bulamayacağız düşüncesindeyiz. Firmalar hızla gençleşiyor. Bilgiye ulaşmak kolay ancak tecrübe yetersiz kalmış durumda. Sektörel standartlar artık ihtiyacın ötesinde şart. Kendi bünyemizde meslek içi eğitimler vererek bir meslek kalitesi yakalamaya çalışıyoruz. Ancak sadece özel sektör olarak elimizden daha fazlası gelmiyor. 

Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
16°
az bulutlu
banner61
banner62
banner92
banner89