banner94

banner77

banner69

banner88

Bursa'yı 'ayağa' kaldıracak!

Ay sonunda temelini atacağı Biaport Projesi ile Saygınkent’ten sonra Özlüce’deki en yüksek binayı inşa edecek olan Özçeliksan İnşaat’ın sahibi Osman Çelik, onaylanması halinde Bursa nüfusunu merkezde koruyacak 300 dairelik bir diğer...

15 Mayıs 2012, 00:00
Bursa'yı 'ayağa' kaldıracak!
Ay sonunda temelini atacağı Biaport Projesi ile Saygınkent’ten sonra Özlüce’deki en yüksek binayı inşa edecek olan Özçeliksan İnşaat’ın sahibi Osman Çelik, onaylanması halinde Bursa nüfusunu merkezde koruyacak 300 dairelik bir diğer ‘dikey’ proje ile kentsel dönüşüme de imza atacak.
 
1999 yılından bu yana 4 dönemdir Bursa milletvekili seçilip, ikinci kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na atanarak Meclis’te ustalık dönemini yaşayan kardeşi Faruk Çelik gibi  ‘ustalık’ döneminde olan Özçeliksan İnşaat’ın sahibi Osman Çelik, Özlüce ve Namık Kemal Mahallesi’nde hazırladığı iki iddialı proje ile Bursa’yı adeta ‘ayağa kaldırmaya’ hazırlanıyor.
 
Mayıs ayı sonunda Özlüce’de temeli atılacak 20 katlı 263 dairelik ‘Biaport’ ile Saygınkent’ten sonraki en yüksek binayı inşa etmek için kolları sıvayan Çelik, ayrıca Bursa nüfusunu merkezde koruyacak örnek bir kentsel dönüşüm projesine imza atacak.
 
Namık Kemal Mahallesi’nde, Ankara Yolu’ndaki eski hal alanına inşa edilmekte olan Büyükşehir Belediyesi yeni Hizmet Binası’nın hemen altında, 2 buçuk senedir süren uzun pazarlıklar sonucu 200 hak sahibini ikna ederek 12 bin 500 metrekarelik bir alan elde eden Çelik, 300 dairelik, açık ve kapalı yüzme havuzu, tenis kortu gibi sosyal tesisleri, helikopter pisti ile örnek bir proje imza atmak istiyor. 
 
‘Herkes buna uygun proje yapmak zorunda kalacak’ iddiası ile ruhsat almaları halinde projeye start verecek olan Çelik, şunları söylüyor; ‘Bakan Çelik’in de söylediği Bursa’yı yıkarak güzelleştireceğiz. Bu da kentsel dönüşümle olacak. İmkanı olan batıya kaçmış. Ama şimdi kentin merkez nüfusunu Bursa’da korumak zorundayız.  Artık 100, 200, 500, 1000 metrekare değil en az 3 bin metrekare gibi ada bazında arsa üretilmeli. Bunun da sadece yüzde 40’ına doluluk verilmeli. Bitişik nizam kesinlikle olmamalı. Bunun için de yukarıçıkmak, dikey büyümek gerekiyor.” Ne pahasına olursa olsun Bursa’ya bu projeyi kazandırmak istediğini dile getiren, kendi deyimiyle ‘Proje Hastası’ Osman Çelik ile Konut ve Yapı Gazetesi okurları için söyleştik...
 
- Siz de ikinci kez aynı göreve atanan kardeşiniz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik gibi ustalık döneminizi yaşıyorsunuz. Amelelikten ustalık döneminizi yaşadığınız bu günlere nasıl ulaştınız?
 
- Biz Artvin’in Yusufeli İlçesi Yüksekova Köyü’ndeniz. Bu yöreden genelde inşaatçı çıkar. Geçim kaynakları inşaattır. Ben de 12 yaşındayken babamın yanında ameleliğe başladım. 3 yıl babamın yanında amelelik yaptım. Ustalığı da yavaş yavaş öğrenmeye başlamıştım ki 1969 senesinde Bursa’ya göç ettik. Ancak babam ‘Ben yıllardır inşaat ustası olarak çalışıyorum. Çocuklarım da amelelik yapmasınlar. Ticaret girsinler’ dedi ve bir bakkal dükkanı açtı. Ben de bakkal dükkanını işletiyordum.
 
Faruk Bey de o sıralarda İmam Hatip’te okuyordu. Babam yeni kurulan OSB’de Baykal Makine’nin binasını yaparken, Faruk Bey hafta içi okuyup hafta sonları da babamın yanına gidip amelelik yapıyordu. Sene 1971-72. Sonra mobilya mağazamız oldu.
 
Neticede Faruk Bey İlahiyat Fakültesi’ni bitirdi. Öğretmen olarak Kocaeli’ye atandı. Yıldız Ünivesitesi’ne bağlı Kocaeli İşletme Enstitüsü’ndeİşletme eğitimi görürken bir yandan da öğretmenlik yapıyordu. Faruk Bey, İşletme eğitimini bitirince, ‘Biz iki kardeşiz. Beraber iş yapabiliriz. Öğretmenliği bırak, Bursa’ya gel’ diye çağırdım. O da bıraktı memurluğu ve Bursa’da inşaat yapmaya başladık.
 
İlk olarak 1983 yılında Enes İnşaat olarak Yıldırım’da 20 daire yaptık. Sonra Çelikler İnşaat olarak devam ettik. Ardından kurumsallaşmamız gerektiğinden hareketle Özçeliksan’ı kurduk. Bu arada Faruk Bey de 1991 yılında hacca gitti ve ‘Ben siyaseti tercih ediyorum’ diyerek ticareti bıraktı. O günden beri ticaret yapmıyor. Ben de yoluma O’nsuz devam ediyorum. Yaklaşık 30 yıllık bir firmayız ve hala bilfiil işin içindeyim.
 
- Yalnız kalınca zorlandınız mı?
 
- Tabii Faruk Bey siyaseti tercih edince yalnız kaldık ve zorlandık. Neticede onun bu tercihini normal karşılamamız gerekiyordu. Ama çocuklarımız da yetişti. 2 oğlum, 1 kızım var. Çocuklarım da yetişince rahatladım. Şimdi birlikte devam ettiriyoruz.
 
- Siz de ticarete devam ederken kardeşiniz gibi bir dönem aktif olarak siyasetin içindeydiniz
 
- Evet, 1983’te Anavatan Partisi’nin kurucu üyelerindenim. 1989’da Anavatan Partisi İl Başkan Yardımcılığı yaptığım dönemde, Faruk Bey de siyasete girince Refah Partisi’nden Yıldırım Belediye Başkan Adayı oldu. Sonra 1992’de Partinin İl Başkanlık Kongresi’nde ben tekrar yönetime girmedim. ‘Bir evde iki ayrı siyasetçi olmaz, yakışmaz’ dedim ve ben siyaseti bıraktım. Faruk Bey, 1994’te yeniden belediye başkan adayı oldu ve çok az oy farkıyla kaybetti.  1999’da Refah Partisi’nden milletvekili oldu. O zamandan bu zamana da 13 senedir milletvekilliği yapıyor.
 
DAMDAN DÜŞENİN HALİNDEN
DAMDAN DÜŞEN ANLAR
 
- Kardeşiniz sektörünüzü de kapsayan bakanlığın başında. Önerileriniz, sektör adına beklentileriniz oluyor mu hiç?
 
- Damdan düşenin halini damdan düşene soracaksınız. İşçilikten geldiği için o zaten bilir. Bizim prensibimiz şudur; ‘İşçi sırtındaki ter kurumadan hakkını almalıdır’. Bir ailenin geçimini bugünküşartlarda ne kadar bir meblağ kapsıyorsa o paranın altında vermemek zorundasınız. Dolayısıyla Faruk Bey bunların bilincindedir. Ancak tek başına devleti idare eden bir bakan olmadığı için, hükümetin var olan politikasına uymak zorundadır. Zamanında çok verenleri de gördük. Verdiler ama enflasyon fırladı. Yine bizim cebimizden çıktı. Onun için çok vermekten ziyade önemli olan mantıklı bir rakam vermek. Türkiye’nin ekonomisini de bozmadan geçimini devam ettirebilecek bir rakam sunmak. Enflasyonu azdırmamak gerekir. Bu millet enflasyon canavarından çok çekti.
 
- Şimdiye kadar kaç konut yapmışsınızdır?
 
- Bursa’da benim ile ilgili çok büyük bir spekülasyon var. Osman Çelik dediğiniz zaman; ‘Bütün inşaatları Osman Çelik yapıyor. Park bahçeleri Osman Çelik yapıyor. Arazileri Osman Çelik alıyor’ deniyor. Bunların yüze 99’u, hatta yüzde 99.5’i yalan. Bursa’da 30 senede 300’ün üzerinde bina yapmışızdır. Piyasada abartılarak 1000’li rakamlar telaffuz ediliyor ama 400’ü bulmaz.
 
FARUK ÇELİKİN BANA
MADDİ OLARAK ÇOK ZARARI VAR
 
- Bakan abisi olmanın dezavantajları mı bunlar? Ya da şöyle sorayım; Bakan abisi olarak yaşadığınız avantajlar ve dezavantajlar neler?
 
- Bakan abisi olmak bana manevi haz veriyor. ‘Kardeşim başarılı bir bakanlık yapıyor’ diye gurur duyuyorum. Ama insanlar daha çok maddiyat tarafından baktığı için şunu söyleyebilirim; Faruk Bey’in bana maddi olarak çok zararı var. Kur’an-a el basarak söylerim; çok zararı var. Neden? Birincisi Bakanın abisi olmamdan dolayı yazıhaneme günde 100 kişi geliyor. Allah eksikliklerini göstermesin ama bu ziyaretler benim çok zamanımı alıyor. İşime bakamıyorum. İnşaata gideceğim gidemiyorum, arsaya bakacağım bakamıyorum. Ama alışkanlığımızdan dolayı‘yok’ da dedirtemiyoruz çünkü adamsızlığın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla bu konularda bana zararıçok, faydası hiç yok ama ben gurur duyuyorum kardeşimle. Çünkü başarılı bir bakanlık yapıyor.
 
- Bakan kardeşi olduğunuz için kendinizi işinizde frenlediğiniz oluyor mu? Kamu ihalelerine girmek gibi
 
- Kamu ihaleleri bizim işimiz değil. Ben Allah’tan korkarım, başka kimseden çekinmem, korkmam. Benim yaptığım iş belli. Gelirim belli. Türkiye’nin polisi var, savcısı var, her şeyi var. Ben sizin arsanızın pazarlığını yaparım, anlaşırım, arsanıza bina yaparım. Bunun kime ne zararı var? Bizim işimiz bu. Son 4-5 senede Bursa’da büyüyen firmalar var. Siyasetçi olmadıkları için, ailelerinde siyasetçi olmadığı için bunları kimse konuşmuyor. Büyüsünler, Allah herkese işrastlığı versin ama benim hiç bir şeyim yok. Olsa da konuşsalar, kesinlikle çıkarım kamuoyundan özür dilerim. Ama Allah’ımaşükürler olsun belediyeden, devletten bir lira menfaat elde etmedim. Benim kardeşim bakandır, milletvekilidir diye ben inşaat yapmayacak mıyım? Ben ticaret yapmayacak mıyım? Her siyasetçi aynı değildir. Bana şimdi siz yüzde bilmem kaçla belediyenin işlerini getirin, trilyon kazandıracağını bilsem  almam. Alınterim olmayan, hak etmediğim hiç bir şeyi almam.  İnancım gereği hak etmediğim için bankadan faiz bile almam. Param varsa çalıştırırım, kazanırım. Yaptığımız iş belli; Yaptığımız inşaattır, bu inşaatlarda da tabela vardır, yerleri bellidir. Belediyenin, devletin arsasında inşaat yapmadık bu güne kadar. Vatandaşın arsasına da kim ne derse desin yapacağım. Çünkü ben buradan geçimimi sağlıyorum.
 
İLK BÜYÜK PROJEMİZ BİAPORTU
ÖZLÜCEDE HAYATA GEÇİRECEĞİZ
 
- Peki şu anda devam eden ya da yeni başlayacak projeleriniz hakkında da bilgi verebilir misiniz?
 
- Şu anda iki tane projemiz var. Özlüce’de 20 bin metrekare üzerinde yükselecek olan projenin toplam inşaat alanı 100 bin metrekare. 3 blokta 263 daire ve 35 dükkandan oluşan ‘Biaport’ projemizin hafriyatına yakında başlıyoruz. Mayıs sonuna doğru temel atıp 2 yılda da bitirmeyi hedefliyoruz. 130 metrekare net kullanım alanına sahip 2+1 ve 3+1 olmak üzere iki tip daireden oluşacak projemizde satışlara temel attıktan sonra başlamayı planlıyoruz. Kapalı ve açık yüzme havuzu, fitness salonu, saunası, AVM’si ile yok yok. İlk defa bu kadar büyük bir projeye giriyorum. Gücüm bu kadar büyük bir projeye yetmeyeceği için yanıma bir de ortak aldım. Yüzde 50 daire karşılığı ile aldım. 20 katlı olacak. Saygınkent dışında böyle yüksek bir bina daha yok. Böyle bir proje Bursa’da da yok. 14. katta bahçe, cafe ve restaurant var. Sabahları kahvaltınızı orada yapabilecek, misafirlerinizi orada ağırlayabileceksiniz.
 
- Ya diğer projeniz
 
-Yetkililer müsaade ederlerse, Faruk Çelik’in abisiyiz diye engellemezlerse GİNTAŞ tarafından Ankara Yolu’ndaki eski hal alanına inşa edilmekte olan Büyükşehir Belediyesi yeni Hizmet Binası’nın altında Bursa’yı ayağa kaldıracak, örnek olacak, belediyeleri rahatlatacak bir projeye başlayacağız. Herkes bu projeye uygun proje yapmak zorunda kalacak. Böylece Bursa kazanacak. Çünkü o kalite düşmeyecek. 12 bin 500 metrekarelik bir alan. Bu bölgede belediye bile toplayamaz böylesine büyük bir alanı. Ben 200 kişiyle 2 buçuk sene pazarlık yaptım ve yüzde 40 ile aldım. 200 tane tapu var burada.
 
MEKEZDEKİLERİ MERKEZDE
KORUMA POLİTİKASI UYGULANMALI
 
- Kentsel dönüşüm nasıl yapılmalı Bursada?
-Kentsel dönüşümde Bursa’da geç kalındı. Ama hükümetin sona yaklaştığı Kentsel Dönüşüm Yasası bence çok güzel. Önceden bazı engellemeler vardı. Onları kaldırıyorlar ortadan. Güzel ama çok geç kalınmış bir yasa. Bursa bana göre şu anda köy gibi duruyor. Bursa’ya renk katacak projeler lazım. Bursa Özlüce, Görükle, Beşevler derken batıya doğru kaydı. Şimdi merkezdekileri merkezde koruma politikası uygulanmalı. Bu da kentsel dönüşümle olur. Bunun önünü açmaları lazım. İstanbul’a bakıyorsunuz 20 -30 katlı binalar var. Artık teknoloji ilerlemiş durumda. Ne kadar yüksek olursa olsun sağlam bina yapabiliyorsunuz. Bursa’yı ayağa kaldırmak gerekiyor. Aksi takdirde otopark, yol, yeşil alan sıkıntısı yaşamaya devam edersiniz. Dikey büyümeye müsaade edecek belediyeler. Biz teknik eleman değiliz ama yüzde 40 doluluk verilmeli, h (yükseklik) serbest bırakılmalı, yüzde 60 yeşil alan olarak ayırılmalı. Ayrıca arsalar ada bazında birleştirilmeli ve en az 3000 metrekare arsaya imar verilmeli.
 
 
BEN PROJE HASTASIYIM
 
- Kentsel dönüşüme el atmış olacaksınız yani. Biraz daha detaylandırır mısınız projeyi?
 
- Namık Kemal Mahallesi’nde 300 dairelik bir proje. 12 bin 500 metrekarenin yaklaşık 6 bin metrekaresi kullanabileceğiz. Yani geri kalan yarısı yeşil alan olacak. Helikopter pisti, dükkanlar, kapalı ve açık yüzme havuzu, tenis kortu, otoparkı ve sosyal tesisleri ile örnek olacak. Ne pahasına olursa olsun Bursa’ya bu projeyi kazandırmak istiyoruz. Ruhsatı almamız halinde projesi hazır, hemen başlayacağız. Ben proje hastasıyım. Para kazandırıp kazandırmayacak olmasından ziyade proje hastalığı var bende. Yaptığım eserin karşısına geçip, ‘Burayı ben yaptım’ demek haz veriyor bana. Diğer taraftan Bursa’da artık bu tür projelerin hayata geçirebilmesi lazım. Belediyeler de zaten bunun için çalışıyor.
 
BENİM HOCAM BABAM
 
- Aynı zamanda ustanız olan babanızdan edindiğiniz en önemli deneyim, öğrendiğiniz en önemli şey ne oldu?
 
- Babamdan öğrendiğim en önemli şeylerden bir tanesi hakka saygı duymak, saygılı olmak, kul hakkını yememek. Babam ilkokul mezunu bile değil ama çok iyi hesap yapar, inşaatı gerçekten çok iyi bilir, metre küpün, metrekarenin, santimin hesabını bir mühendis gibi ortaya koyabilirdi. Şu an 92 yaşında olan babamdan çok şey öğrendim. Benim hocam babamdır.
  
Yorumlar (0)
Yorum yapabilmek için lütfen üye girişi yapınız!
banner100
16°
kapalı
banner61
banner62
banner92
banner89